11. Hukuk Dairesi 2018/4260 E. , 2019/5680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara(Kapatılan) 15. Tüketici Mahkemesince verilen 09/03/2017 tarih ve 2016/776 E- 2017/223 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2018/5 E- 2018/629 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin geçirdiği tren kazası sonucu ömür boyu sürecek şekilde cismani zarara uğraması nedeniyle açılan asıl davanın Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/453 Esas, 2012/509 Karar sayılı dosyasında görüldüğünü ve Yargıtay incelemesinden de geçerek onanarak kesinleştiğini, anılan davada fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla 259.835,97 TL talep edildiğinden, bu meblağa hükmedildiğini, oysa aynı davada zararlarının 356.461,08 TL olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek karşılanmayan zarar olan 96.625,11 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının cismani zarara ilişkin böyle bir talebinin olamayacağını, çünkü davacının cismani zarara ilişkin davasının Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/453 E ve 2012/509 K sayılı kararı gereğince, Ankara Batı 7 İcra Müdürlüğünün 2014/33546 E sayılı icra dosyasına 13/11/2014 tarihinde bütün ödemelerin yapıldığını, meydana gelen kazada müvekkiline yöneltilecek herhangi bir kusurun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının 25/04/2008 tarihinde davalı TCDD"ye ait tren istasyonunda yolcu olarak davalı taşıcıya ait trenden inmek isterken düşerek peronla tren arasına sıkışarak sol bacağının diz altından koptuğu, Ankara 7 Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/453 E sayılı dosyasında davacının % 51 oranında beden gücü kaybına uğradığı ve davacının güç kaybı tazminatının davalı TCDD işletmesinin % 30 kusuruna göre 356.461,08 TL olarak hesaplandığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde belirttiği talep ile bağlı kalınarak 259.835,97 TL"nin tahsiline karar verildiği, dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının ek dava ile 18/09/2012 tarihli raporda tespit edilen 356.461,08 TL tazminattan, hüküm altına alınmayan bakiye kalan 96.625,11 TL bedelin iadesini talep ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 96.625,11 TL"nin 25/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar aleyhine, taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve Yargıtay HGK’nun 2004/7-754 Esas, 2005/36 Karar sayılı 09.02.2005 tarihli kararında da belirtildiği gibi kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için birden fazla ek dava açılmasının mümkün olduğu, somut uyuşmazlıkta da tarafların kusur durumunun ve davacının isteyebileceği toplam tazminat miktarının, taraflar arasında görülen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 27/12/2012 tarih ve 2008/453 E.-2012/509 K. sayılı önceki kısmi davası ile hüküm kurmaya elverişli şekilde tesbit edildiği, bu durumda işbu davada davacının, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya dair hakkını isteyebileceğinin tabii olduğu, ancak anılan kararın onandığı Yargıtay 11. H.D."nin 12/09/2014 tarih ve 2013/7912 E.-2014/13691 K. sayılı ilamında, "davacının aşan zararının açılacak ek davada belirlenebileceğinin tabii olduğuna" dair bir gerekçe bulunmadığından, davacının işbu davada yeni tarihteki aylık ücrete göre alacağının güncellenerek karar verilmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.949,46 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.