23. Hukuk Dairesi 2018/146 E. , 2018/2069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müflis davalı hakkında iflas takibi yapıldığını, iflas dosyasında sıra cetveli yapıldığını, müvekkillerinin işçi alacakları ve yargılama giderlerinin (harç, bilirkişi ücreti ve tanık masrafları) birinci sırada yer aldığını, vekalet ücretlerinin ise 4.sıraya ancak vekille takip edilen davalarda vekalet ücretinin yargılama gideri kapsamında olduğundan bahisle 1. sırada yer alması gerektiğinden sıra cetvelinin düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şikayet dilekçesinin iflas idaresine tebliğ edilmediğini, dava ikame edilirken eksik harç alındığı gibi davanın süresinde de olmadığını, öte yandan avukatlık alacağının ücretinin rüçhanlı olarak kabul edilemeyeceğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu vekalet ücretlerinin tutarlarında bir hata olmadığı, işçilik alacaklarının hüküm altına alındığı ilamlara bağlı olarak alınan vekalet ücretlerinin imtiyazlı alacak olarak kabul edilerek 1.sırada yer alması gerektiği halde sıra cetveli tanzim edilirken bu hususun nazara alınmadığı ve bu şekilde hazırlanan cetvelin hatalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.İİK 206/4-A bendi uyarınca iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş işçi alacaklarına rüchaniyet tanınmıştır. Bu alacaklar içinde vekalet ücreti ayrıca zikredilmediğinden bu kapsamda kabulü mümkün değildir. Bu gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsiz olmuştur.Kabule göre de iflas sıra cetvellerine şikayet halinde, şikayete göre alacak kaydolunur veya sonradan çıkartılır. Bu şekilde bir karar yerine sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Müştekiler vekili, işçilik alacakları için açtıkları davalarda, hükmedilen vekalet ücretinin, iflas idaresince dördüncü sıraya kaydedilmesine dair kararın iptali ile vekalet ücretinin “işçilik alacağı” gibi birinci sıraya kayıt-kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin avukata ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aynı Kanunun 166. maddesinde ise, avukatın emeği sonucu müvekkiline kazandırdığı mal ve haklar üzerinde diğer alacaklılara göre avukatın rüçhan hakkının olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, müştekiler vekilinin müflisin iflas masasına kazandırdığı bir mal veya hak söz konusu olmadığından vekalet ücretinin rüçhaniyetinden söz edilemez. Keza, sıra cetvelinde birinci sırada yer verilen mahkeme ilamlarında, müşteki/işçiler lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin yargılama giderleri içinde kabul edilerek İİK nın 206/4. maddesi kapsamında “birinci sıraya” yazılacak alacaklar olarak kabulü de mümkün değildir. Zira söz konusu vekalet ücretlerinin Av.K’nun 164. maddesinin açık hükmü karşısında avukata ait olmasına rağmen, salt temel usul kuralı olan “davanın tarafı olmayan hakkında hüküm kurulamaz” ilkesinin zorunlu bir sonucu olarak şeklen işçi lehine hükmedilmiştir.İİK nın 206/4. fıkrasında, sosyal düşünceler ve zayıf pozisyonda olana pozitif ayrımcılık yapmak maksadıyla işçilik alacakları ve nafaka alacağının sıra cetvelinde “birinci sıraya” yazılması benimsenmiştir. İş davasında işçiyi savunan avukat ait bir alacağa işçilik alacağı gibi birinci sıraya kayıt-kabulü, Kanununun amacına da aykırı olacaktır. Bu nedenlerle yerel mahkemenin şikayetin reddine karar vermesi gerekirken kabulüne karar vermesinin isabetsiz olduğu belirtilmek suretiyle bozulması gerekirdi. Dairemizin Sayın çoğunluğunun farklı gerekçe ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermesine gerekçe yönünden muhalifim.