Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan takip ile ilgili olarak ihtiyati haciz aşamasında borçlunun takip konusu bonoda belirtilen adresi itibari ile haciz işlemi yapıldığı,  sözkonusu adreste masa üzerinde borçluya ait maliye tahakkuk fişi ve banka kredi kartlarının bulunduğunun tespit edildiği görülmüştür.
3.şahıs şikayetinde sözkonusu yeri devraldığını bu adresin borçlu adresi olmadığını bu durumda İİK.nun 99. maddesine göre  işlem yapılması gerektiğini bildirmiştir.Yukarıda belirtildiği üzere sözkonusu adresi borçlu adresi olup bu adreste borçluya ait özel eşyalar bulunduğunun tespit edilmesi karşısında İİK.nun 97/a maddesi uyarınca mülkiyet karinesinin aksini iddia eden şikayetçi 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillere ispat edilmesi gerekir. İbraz edilen vergi levhası ve faturalar her zaman temini mümkün ve bu adres itibarı ile alınması mümkün bulunduğundan davalı alacaklıyı bağlamaz Bu durumda İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi uyarınca mahcuz eşyaların borçlunun elinde iken haczedildiği kabul edilmelidir. İcra müdürlüğünce İİK.nun 96.maddesi uyarınca işlem yapması yasaya uygundur. Mahkemece şikayeti reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.