22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14399 Karar No: 2019/12853 Karar Tarihi: 13.06.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/14399 Esas 2019/12853 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı işveren ile döner-kebap ustası olarak çalışan davacı arasındaki iş sözleşmesinin feshiyle ilgili alacak davası sonucunda verilen karar temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin istifa ile mi yoksa işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedilmesiyle mi sona erdiği noktasındadır. Mahkeme, davacının iş sözleşmesini davacı tarafından haklı neden olmaksızın feshettiğini davalı tanıkların beyanlarına dayanarak kabul etmiş ve dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatları taleplerini reddetmiştir. Ancak, davacının 8 yıllı aşkın süreyle çalıştığı işyerinde yazılı bildirim yapmadan iş sözleşmesini feshetmesinin olağan olmadığı, işveren tarafından haklı bir sebep gösterilmeden feshedildiği sonucuna varılması gerektiği belirtilerek, davacının taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Yasa kapsamında iş sözleşmesinin feshi hakkında bilgi verilmiştir: işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. Maddesinde, önelli fesih bildirimi ise aynı yasanın 17. Maddesinde ele alınmıştır. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir.
22. Hukuk Dairesi 2016/14399 E. , 2019/12853 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde döner-kebap ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir. Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının iş yerinden kendi isteği ile ayrıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmiş olmayan bozma isteği ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24"üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Yasa"nın 17"nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekliyle, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde bir icap olarak değerlendirilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta davacı iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tanık anlatımlarına itibarla iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı sonucuna varılmıştır. Ancak Mahkemece varılan sonuç tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Davacının davalı işyerinde sekiz yıldan fazla süre ile çalışması sonrası iş sözleşmesini gerekçe göstermeksizin ve yazılı istifa dilekçesi olmaksızın salt davalı tanık beyanlarına itibarla eylemli olarak feshettiği kabulünün hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve somut olayın özelliğine göre iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiği anlaşılmakta olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan sebeplerle davacının bu yöndeki temyiz itirazının kabulü ile usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.