14. Hukuk Dairesi 2019/2577 E. , 2021/2934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2015 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.02.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.04.2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, inşaat firması olan müvekkili şirketin kendisine ait eski 374 ve 375 parsel numaraları taşınmaz üzerine inşaat yapabilmek için ... Belediye Başkanlığına başvuruda bulunduğunu, belediye tarafından, müvekkil şirkete yol ve yeşil alanları bedelsiz olarak terketmesi halinde buna izin vereceğini bildirdiğini, davacı şirketin ... tarafından kendisine bildirildiği şekilde her iki taşınmazında yol ve yeşil alanları bedelsiz olarak terk ederek kendisine gösterilen yere inşaatlarını yaptığını, ancak güncel imar planı incelemesinde 805 ada 1249 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan 7 m2"lik imar yolu ile park alanının yeni imar planlarından kaldırılarak A-3 yapı nizamına tabi ayrı bir parsel ile konut alanı oluşturulduğunu belediyenin haksız kazanç sağladığını belirterek, bu yerlerle ilgili müvekkilinden alınan kısımların tapusunun iptali ile tekrar müvekkili şirket adına bedelsiz olarak tesciline, bunun mümkün olmaması taşınmazın değerinin tespiti ile işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı ve husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen aksine söz konusu parseller kayıtsız ve şartsız olarak terkedildiğini, davacı tarafından yapılan bağış kayıtsız ve şartsız yapılmış bulunduğunu, aksinin ispatının da söz konusu olmadığını, bu yerin imar düzenlenmesi ile yol olmaktan çıkartılıp özel mülkiyete elverişli hale getirilmesinin de eski malike geri isteme hakkı kazandırmayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davalının idari anlamda nihai tasarrufunun oluşmaması nedeniyle tapu iptal tescil davasının reddine, davacının tazminata ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah dilekçesi ile istenilen kısmın reddine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından,"....terkin işleminin dayanağı tescil istem belgesinden dava konusu taşınmazın koşullu olarak bağışlandığına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı sabittir . Dava konusu edilen kısmın şartla bağış suretiyle devredilmeyip yol ve park olarak kullanılmak amacıyla terk iradesini taşıyan talep üzerine yol ve pak olarak terk edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz malikin rızasıyla ve koşulsuz olarak yola ve parka terk edilmiş bulunduğuna göre sonradan imar durumunun ve diğer koşulların değişmiş olduğu ileri sürülerek eski malik tarafından taşınmazın terk edilen bölümü geri istenmez. Başka bir deyişle bu yerin sonradan yapılan imar düzenlenmesi ile yol ve park olmaktan çıkarılıp özel mülkiyete elverişli hale getirilmesi eski malike bu yerin geri isteme ve karşılığını talep etme hakkını kazandıramaz." gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nun 353/1-b/2 maddesi gereğince gerekçe ve hüküm düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü öngörülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun "İmar mevzuatı uygulanan veya özel parselasyon yapılan yerler" kenar başlıklı 35. maddesi “…İmar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle, özel parselasyon sonunda malikinin muvafakati ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez…” şeklinde düzenlenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS Sözleşme) başlangıçta mülkiyete ilişkin bir kural içermemekle birlikte, Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce mülkiyet hakkının da yer almasına yönelik bir protokol oluşturulmuş ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme"ye Ek Protokol imzalanmıştır. Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.
Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmü öngörülmüş olup, protokolün birinci maddesi mülkiyetin korunmasını düzenlemektedir. Bu madde üç kuraldan oluşmaktadır. Bu kuralların ilki, mülkiyet hakkına saygı duyulması biçiminde genel ilkedir. İkincisi, mülkiyet hakkından kamu yararı nedeniyle hukuka uygun olarak yoksun bırakılmasının meşruluğu ilkesi ve nihayet üçüncüsü, mülkiyet hakkının kamu yararına uygun olarak kullanılması düzenlemesinin, meşru bir müdahale sayılacağı ilkesidir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenen ve uygulamada yola terk olarak bilinen kamuya bedelsiz devredilen taşınmazların devir amacına uygun şekilde kullanılmamasından ötürü yapılan başvurularda mülkiyet hakkının uygulanabilir olup olmadığı meselesi hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), hem de Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına konu olmuştur.
Somut olayda: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince tapu iptal tescil ve tazminat isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak dosya arasında bulunan fen bilirkişi raporu ve eki krokide park2 alanı olarak gösterilen 889,33 m2 kısmın imar planında konut alanında kaldığı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaza Belediye Başkanlığı tarafından henüz parsel numarası verilmediği, konut alanı olarak kullanılmasına ilişkin tasarrufun henüz oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 370/2. maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 370/2. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.