MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay (kapatılan) 22.Ceza Dairesinin 02/10/2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

20.12.2010 günü saat 19.00 sularında mağdur ...’ın Yenişehir caddesi üzerinde yürüdüğü sırada başlarında kar maskesi bulunan yaşı büyük olması nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen suç arkadaşı ... idaresindeki motosiklet ile mağdura arkasından yaklaşan sanık ...’ın mağdurun çantasını almaya çalıştığı, çantayı bırakmayan mağduru yaklaşık 20 metre yerde sürükleyen sanık ...’in çantayı çekerek alıp suç arkadaşı ile birlikte kaçtıkları olayda;

1) Bu dava dosyası ile doğrudan bağlantılı olup, sanık ...’ın suç arkadaşı ...’ın yargılamasının ayrı yürütüldüğü ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/225 Esas, 2015/343 Karar sayılı dosyanın birleştirilip, suçun ve delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2) Sanığın eyleminin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

3) Sanık ... ve yaş büyüklüğü nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen suç arkadaşı ...’ın yakalandıklarında mağdur ...’dan aldıkları çantayı attıkları ve çanta içerisinde bulunan cep telefonunu sattıkları yerleri polis memurlarına gösterdikleri, suça konu çanta ve cep telefonunun 24.12.2010 tarihli tutanakla muhafaza altına alındığı, 25.12.2010 tarihli tutanakla ise cep telefonunun mağdura teslim edildiği, mağdurun kalan zararının da sanığın suç arkadaşı ...’ın babası tarafından kovuşturma aşamasında ödendiği mağdurun 07.06.2011 tarihli celsedeki beyanıyla anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; suça konu çanta mağdura teslim edilmemiş olsa bile sanığın yansıttığı iade iradesini ortadan kaldırmayacağı dikkate alınarak, suça konu cep telefonunun soruşturma aşamasında mağdura iade edildiğinin de anlaşılması ve mağdurun 26.04.2011 tarihli celsede “sanığın etkin pişmanlıktan yararlandırılmasına rıza gösterdiğini” açıkça dile getirmiş olması karşısında; kısmi iade nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi doğrultusunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanırken cezadan yapılacak indirim oranın 1/2 den daha ziyade olması gerektiğinin düşünülmemesi,

4) 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesinin, 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 27/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.