11. Hukuk Dairesi 2018/4597 E. , 2019/5669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2016 tarih ve 2012/255 E- 2016/263 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/06/2018 tarih ve 2017/2262 E- 2018/1526 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının yazar ... ..."un mirasçılarıyla yapılan sözleşme kapsamında SAFAHAT adlı eserin mali hak sahibi olduğunu, davalının 11.05.2006"da 30.000 adet, 15.11.2006"da 10.000 adet olmak üzere toplam 40.000 adet hukuka aykırı baskı yapmış olduğunun gördüklerini, böylece bu eserin basım ve dağıtımını izinsiz yapmak suretiyle davalının müvekkilinin işleme, çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, FSEK 68.maddesine göre 3 kat bedel olarak 5.000TL maddi tazminatın, yayın tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 08.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 110.400,00TL"ye çıkartmıştır.
Davalı vekili; davanın açıldığı tarihten çok önce zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının hak arama özgürlüğünü kötüye kullandığını, dava konusu eserin ... tarafından günümüz Türkçesine çevrildiğini ve bu kişinin müvekkiline yayın yetkisi verdiğini, bu kişinin işleme eser sahibi olduğunu, müvekkili ile ... arasında FSEK 52. maddesine uygun bir telif sözleşmesi bulunduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının FSEK uyarınca eserin telif haklarının sahibi olduğunu, davalının eseri isinsiz basıp satma fiilleriyde davacının haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 24.624,57 TL"nin 11.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.
Karar aleyhine, taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; talebin FSEK 68. maddesine dayalı olmasına bağlı olarak 10 yıllık sözleşme zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalının, dava dışı M. Ertuğrul Düzdağ ile yapmış olduğu sözleşmenin davalıya bir hukuki koruma sağlamayacağı, bu 3.kişinin çalışmasının işleme eser olduğu kabul edilse dahi, işleyenin asıl eser sahibinin izni olmadan işleme eserden doğan mali hakları kullanamayacağı
davalının eyleminin davacıların FSEK"ten kaynaklanan mali haklarını ihlal ettiği, alınan bandrol miktarına göre hesaplama yapılmasının zorunluluk olmadığı, defter incelemesi sonucunda belirlenen baskı ve satış adedinden hareketle bulunan rakam da esasında yaklaşık bir rayiç bedel olduğu, bilirkişi raporu ile belirlenen farazi sözleşme bedelinin somut olaya ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarile 47.530 TL"dir. Mahkemece, kabul edilen dava değeri 24.624,57 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz istemine göre, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışıda kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Dava, FSEK 68. madde uyarınca telif tazminatı istemine ilişkindir. 20.02.2015 tarihli 1. bilirkişi raporunda; davalıya ait kitapların ortalama fiyatının davalıya ait internet çıktıları uyarınca 7,5 TL olduğu, 09.12.2015 tarihli 2. bilirkişi raporunda; davalıya ait kitapların ortalama piyasa fiyatının 10 TL olduğu, aynı heyetin 25.08.2016 tarihli ek raporunda; davalı defterlerine göre kitapların ortalama fiyatının 2,76 TL olduğu mütalaa edilmiş, mahkemece 25.08.2016 tarihli ek rapor uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının ihlal gerçekleştiği tarihte kitapların rayiç bedelinin, hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda belirtilen 2,76 TL bedelden daha fazla olduğuna ilişkin ciddi itirazlarını karşılar şekilde denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, neticesine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabeli olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair teymiz itirazlarının REDDİNE, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,
23.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.