11. Hukuk Dairesi 2018/4175 E. , 2019/5667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2017 tarih ve 2016/361 E- 2017/307 K. sayılı kararın ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/1738 E. - 2018/655 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum ve davalı şahıs vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2013/63021, 2013/58323, 2007/19974 ve 95/000318 sayılı şekil markalarının sahibi olduğunu, davalı şahısça yapılan 2015/68117 sayılı, “Blue Air+ Şekil” ibareli marka tescil başvurusuna, iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, kararın doğru olmayan gerekçe ve değerlendirmeye dayalı olarak verildiğini, zira dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, dava konusu marka başvurusunun müvekkili markalarının bir serisi olarak algılanacağını, müvekkili markalarının tanınmış marka olduklarını, dolayısıyla dava konusu marka başvurusunun 25. sınıfta evleviyetle reddedilmesinin gerektiğini, davalının dava konusu markasının şekil unsurunu tesadüfen seçtiğinin düşünülemeyeceğini, davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının itirazına mesnet markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, başvuru konusu ibare ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamındaki malların, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mallarla aynı/benzer oldukları, her ne kadar davalı başvurusunda "Blue Air" kelimesine yer verilmiş ise de markanın bütününe bakıldığında, siyah zemin üzerindeki kırmızı ve beyaz renklerde yay veya kavisli görsellerin ön plana çıktığı, "Blue Air" ibaresinin çok küçük şekilde marka görselinde yer aldığı, tali unsur haline düştüğü, asli unsurun siyah zemin ve üzerindeki kırmızı ve beyaz renkli 2 tane yan yana sağ tarafa ok işareti gösteren yay şeklindeki şeritlerden oluştuğu, bu haliyle bütün olarak dava konusu başvurunun, davacının 2013/63021 ve 2013/58323 sayılı markalarındaki görselle benzer olduğu, orta düzeydeki tüketici grubu tarafından bu işaretleri taşıyan markalı ürünlerle karşılaşıldığında taraf markalarını karıştırılabilecekleri, diğer bir anlatımla orta düzey tüketicinin, davalının başvuru markasını taşıyan ürünleri gördüklerinde daha önce görüp yararlandığı sağa doğru 2 tane yan yana ok işareti şeklindeki davacının markalı ürünlerinin bir devamı şeklinde ya da farklı bir versiyondaki ürün olarak piyasaya sunulduğu şeklinde algılayabileceği, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesindeki iltibasın somut olayda bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK"in 2016-M-6695 sayılı kararının, 25. sınıftaki emtia yönünden iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı şahıs ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum ve davalı şahıs vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davalı kurum kararının iptali ile başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
Başvuruya konu 2015/68117 sayılı “Blue Air+Şekil” ibareli marka başvurusu kelime ve şekil unsurlarından oluşan bir karma marka iken davacının mesnet markalarının sadece şekil unsurundan oluştuğu görülmektedir. Davacı yanca mesnet gösterilen markalarda yer alan şekil unsurunun çekişmeli 25. sınıf mallar yönünden sıklıkla kullanılan ayırt ediciliği zayıf bir işaret olduğu, kaldı ki, taraf markalarında yer alan şekil unsurlarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer de olmadığı zira, davacının markasını oluşturan şekil unsuru daha çok ok şeklini andırmakta iken başvuruya konu markada yer alan şekil unsurunun bumerang/yay benzeri kavisli görünüme haiz şekilde olduğu ve ok kadar keskin çizgilere sahip olmadığı, markalarda kullanılan renkler ve oluşturulan kompozisyonun da tamamen farklı olduğu, anılan farklılıkların karşılaştırma konusu markaları birbirinden farklılaştırarak iltibas ihtimalini ortadan kaldırdığı anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetinin 13.06.2017 tarihli raporunda da aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince aksi düşüncelerle davanın kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekirken yazılı gerekçelerle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.