12. Ceza Dairesi 2019/2966 E. , 2020/4167 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, kasten yaralama, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, silahla kasten yaralama
Hükümler : 1- Sanık ... hakkında hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Sanık ... hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan TCK’nın 133/1, 43/1, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
4- Sanık ... hakkında silahla kasten yaralama suçundan TCK’nın 25/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına
5- Adli emanete kayıtlı eşyaların dosyada delil olarak saklanmasına ve TCK"nın 54/1. maddesi gereğince müsaderesine
Hakaret, kasten yaralama, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık ... müdafii tarafından, sanık ... hakkında silahla kasten yaralama suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanık ... hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık ... hakkında 09.02.2016 tarihinde hakaret suçundan dolayı doğrudan hükmedilen 1500 TL"den ve kasten yaralama suçundan dolayı doğrudan hükmedilen 2000 TL"den ibaret mahkumiyet hükümlerine yönelik suç vasıflarına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ... müdafinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Sanık ... hakkında silahla kasten yaralama suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının, ilk haksız fiili sanık ...’ın gerçekleştirmesinden dolayı adı geçen sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin isabetsiz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ...’ın, mağdur ...’un tekme ve tokat atma biçiminde kendisine yönelen ve devam eden haksız saldırısını defetmek ve saldırıdan korunmak amacıyla, üzerinde taşıdığı biber gazını mağdurun yüzüne sıkarak, onu basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralaması eylemini meşru savunma altında gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında, sanık ... hakkında TCK’nın 25/1 ve CMK"nın 223/2-d maddeleri gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, CMK’nın ilgili uygulama maddesi gösterilmeksizin, TCK’nın 25/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine uyulmaması,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının A harfi ile gösterilen bölümündeki “TCK"nın 25/1. maddesi gereğince katılan sanık ..."e CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” ibarelerinin, “TCK’nın 25/1 ve CMK"nın 223/2-d maddeleri gereğince sanık ...’ın beraatine” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C) Sanık ... hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ... müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına göre, sanık ...’un, uzun yıllardır gayriresmi olarak beraber yaşadığı mağdur ... tarafından işletilen güzellik salonundaki elektrik prizleri içerisine, başka bir numarayla arandığı zaman devreye girip ortamdaki seslerin dinlenilmesine olanak sağlayan ve birden fazla sim kartla oluşturulan özel düzenekler yerleştirtip, mağdurun 2014 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında iş yerindeki aleni olmayan konuşmalarını rızası olmaksızın dinleyerek, zincirleme şekilde TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
TCK"nın 133/1. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun, aynı Kanun"un 139/1. maddesi gereğince şikayete tabi olduğu, 09.02.2016 tarihli hükümden sonra mağdur ...’ın 09.05.2016 havale tarihli ve kimlik tespiti içeren dilekçesiyle şikayetten vazgeçtiğini beyan ettiği, sanık ...’un, duruşmanın 25.06.2015 tarihli ilk oturumunda şikayetten vazgeçilmesi halinde vazgeçmeyi kabul ettiğini ifade ettiği ve mağdur ...’ın şikayetinden vazgeçtiğine dair ibarelerin yazılı olduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ait 11.03.2019 tarihli tebliğname sanık ... müdafine tebliğ edildikten sonra vazgeçmeye açıkça karşı çıkılmadığı, dosya içeriği itibariyle de CMK"nın 223/9. maddesi kapsamında derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık ... hakkındaki davanın TCK"nın 133/1, 139/1, 73/4, 73/6 ve CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince isteme uygun olarak DÜŞMESİNE, adli emanete alınan eşyalarla ilgili hüküm fıkrasının F harfi ile gösterilen bölümünün aynen bırakılmasına, 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.