Esas No: 2017/2400
Karar No: 2021/7210
Karar Tarihi: 22.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/2400 Esas 2021/7210 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2400
Karar No : 2021/7210
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Malmüdürlüğü /…
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl amme borçlusu …'ya borcu olduğundan bahisle 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi uyarınca düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının …tarih ve … sayılı haciz bildirisini 16/02/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebellüğ etmiş olmasına rağmen yasal 7 günlük süre içerisinde davalı idareye itiraz etmediği, dava konusu borcu ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığı, davacının 6183 sayılı Kanun'un 79.maddesinin 4.fıkrası uyarınca menfi tespit davası açmadığı anlaşıldığından, borç zimmetinde sayılarak davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte; davacıya gönderilen … tarih ve … sayılı haciz bildirisinde mükellef …'ya ait 161.395.03 TL alacağın/hakkın haczedildiği yazmasına rağmen dava konusu … tarih ve … ile … nolu ödeme emirlerindeki toplam borcun 184.006,12 TL olduğu, davacının zimmetinde sayılabilecek borç miktarının haciz bildirisinde yazan 161.395,03-TL kadar olabileceğinden ödeme emirlerinde haciz bildirisinde yazan borç miktarından fazla bir borca yer verilemeyeceğinden dava konusu ödeme emirlerinin haciz bildirisinde yazan 161.395,03 TL'lik kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, 161.395,03 TL'yi aşan kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; olayda, her ne kadar yasal düzenleme uyarınca davacı tarafından haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı beyanda bulunulmamış ise de; davalı idarece, davacının söz konusu şirkete borcu olduğuna ve borcun miktarına ilişkin somut herhangi bir tespitte bulunulmamış, sadece Bs formundaki belgelerden yola çıkılarak davacının …'ya ödenecek borcu olduğu varsayımından hareket edildiği; bu durumda davacının, …'ya borcunun bulunup bulunmadığı hususu somut olarak tespit edilemediğinden, 6183 sayılı Kanunun 79. maddesine dayanılarak haciz bildirisi üzerine düzenlenen ödeme emirlerinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, ödeme emirlerinin 161.395,03 TL'lik kısmına ilişkin olarak da davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vergi Dava Dairesi kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği, 62. maddesinin 1. fıkrasında, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, Kanunun "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacak ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle, haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyet olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu, ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağının bildirileceği, 3. fıkrasında, haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı ve haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusur olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirilmek zorunda olduğu, üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı ve hakkında kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, 4. fıkrasında, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahsın haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, 6. fıkrasında da, üçüncü şahsın, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresinin bir yıl içinde, yapılan itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338. maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Sözü edilen düzenleme ile, haciz bildirisine konu borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğunun, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirme zorunluluğunun yerine getirilmemiş olması halinde borcun, adına haciz bildirisi düzenlenenin zimmetinde sayılarak ödeme emrine konu yapılacağı 6183 sayılı Yasanın sözü edilen düzenlemesinin gereğidir.
Haciz bildirilerine karşı üçüncü kişilerce herhangi bir nedenle yedi günlük itiraz süresinin itirazsız geçirilmesi halinde ise, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde açılacak menfi tespit davası ile borçlu olunmadığını veya malın elinde bulunmadığının ispat edilebilmesi imkanı bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idareye vergi borcu bulunan …'nun hak ve alacağı bulunduğu Bs formlarından tespit edilen davacıya, 16/02/2016 tarihinde tebliğ edilen aynı tarihli haciz bildirisi ile söz konusu hak ve alacağın haczedildiği bildirildiği halde 7 gün içinde itirazda bulunulmadığından mal elinde ve borç zimmetinde sayılarak ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, haciz bildirisinin tebliğinden başlayarak yedi gün içinde belirtilen nedenlerle herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, yasada belirtilen usule uyulmaksızın yedi günlük itiraz süresinin geçirildiği taraflar arasında ihtilafsız olan olayda, haciz bildirisinde açıkça borcun davacının zimmetinde sayılacağının bildirilmesi ve 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etme imkanı tanınmış olmasına rağmen, davacı tarafından bu yolun da kullanılmadığı görülmektedir.
Buna göre, davalı idareye borçlu … ile mal alış-verişi Ba-Bs formlarının tetkikinden anlaşılan davacının süresi içinde itiraz etmediği ve gerek itiraz aşamasında gerekse dava aşamasında borcun ödendiğine ilişkin bilgi-belge ibraz edemediği anlaşıldığından Vergi Dava Dairesince ödeme emirlerinin iptali yönünde verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.