8. Hukuk Dairesi 2015/22621 E. , 2017/17210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, davalı alacaklının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, mahkeme kararında 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesi gerektiği ifadesinden hareketle bankalar tarafından 1 USD mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda icra emrinde yer alan hesaplamanın yanlış olduğunun anlaşıldığını, bunun yanı sıra, icra emrinde toplam alacak tutarı TL ye çevrilirken TCMB efektif satış kurlarının uygulandığını, bu kapsamda nihai olarak taraflarınca hesaplanan tutar ile icra emrindeki tutar arasında faiz oranı ve kur farkı sebebi ile müvekkili aleyhine fark olduğunun belirlendiğini ileri sürerek davanın kabulüne, icra emrinin iptali ile icra emrindeki faiz hesaplanmasının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan ilk rapor ve daha sonra alınan ek rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmakla, davacının davasının kabulüne, icra emri ve takip talebinde toplam alacağın 88.842,40 USD ve 11.207,12 TL olarak düzeltilerek fazla talep edilen kısmın iptaline karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, mahkemece toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 ....; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 ....; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 .... sayılı ilamları)
Ayrıca ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, faizin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerekir. (İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 24.11.1995 tarih 1994/2 Esas-1995/2 Karar sayılı kararı ve HGK".nun 05.04.2000 tarih, 2000/12–739 Esas -2000/746 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere)
Somut olayda takip dayanağı ilamın, 2 nolu bendinde, “Davacının davasının ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 1.000,00 TL’nin faizsiz, ıslah edilen 49.395.224 USD’nin hesap tarihi olan 13.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen davalı ...’ndan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olmakla, takibe konu 1.000,00 TL’nin faizsiz olarak tahsiline hükmedildiği görülmektedir.
Bu durumda, mahkemece, ilamın 1.000,00 TL alacak kaleminin faizsiz tahsil edileceğine dair açık hükmü nazara alınarak, yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamasının ilamda faizle ilgili olumlu olumsuz hüküm bulunmaması haline münhasır olduğu somut olayda uygulanamayacağı ve hükmün yorumlanarak icra edilemeyeceği kuralları çerçevesinde, bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.