8. Hukuk Dairesi 2016/7330 E. , 2017/17209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekili ile davalı-birleşen davalı-birleşen davacı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-birleşen davacı-birleşen davalı ... vekili, asıl davada, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, 2010/121 Esas sayılı birleşen davada, dava dilekçesinde belirtilen eşyaların aynen, mümkün olmadığı takdirde bedellerin iadesine karar verilmesini istemiş, 2010/56 Esas sayılı birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davalı-birleşen davacı ... vekili, asıl davanın ve 2010/121 Esas sayılı birleşen davanın reddini savunmuş, birleşen 2010/56 Esas sayılı davada, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Mahkemenin asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen 2010/56 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen 2010/121 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair ilk kararı, davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 27.06.2013 tarih, 2013/1844 Esas-2013/10216 Karar sayılı kararı ile "...Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere, asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davada davalı ... vekilinin 27.04.2010 tarihli yargılama oturumunda D.İş dosyalarında dava konusu eşyaların yapılan değer tespitlerine itirazlarının olmadığını açıkladığına göre, asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davada davalı ... vekilinin dava konusu eşyaların aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili isteklerine ilişkin (birleşen ... 1. Aile Mahkemesi"nin 2010/121 Esas) hükmün 3. fıkra "A" ve "B" bölümlerine ilişkin kısmına yönelik yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün anılan bölümlerinin onanmasına; ...asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davada davalı ... vekilinin, hükmün karşı davaya konu ..... plakalı araca ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 16 GA 452 plakalı araç edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 20.10.2008 tarihinde satış suretiyle eldeki davada davalı ... adına tescil edilmiştir. 4721 sayılı TMK"nun 222. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, bir eşin 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilecektir. Aksini ispat eden eş, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Dosya kapsamına göre, davalı ... dava konusu araç bakımından 4721 sayılı TMK kapsamında kişisel mal veya kişisel mal yerine geçen değer savunmasında bulunmamıştır. Bu durumda, Mahkemece nizalı aracın edinilmiş mal olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu araç bakımından davacı ... lehine 16.500 TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu araç edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 20.10.2008 tarihinde edinilmiş, 31.07.2009 tarihinde boşanma davası açılmış (Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 31.07.2009 tarihi itibariyle sona ermiştir), boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 17.12.2009 tarihinde ise araç davalı ... tarafından üçüncü kişiye devredilmiştir. 4721 sayılı TMK"nın 232. maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınır. Boşanma davasının açıldığı tarihte, nizalı araç davalı ..."in uhdesinde (mülkiyetinde) bulunduğuna göre, Mahkemece davacının katılma alacağının tespitinde uyuşmazlık konusu aracın sürüm değeri esas alınması gerekirken, boşanma dava tarihi olan 31.07.2009 tarihindeki değerinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Öte yandan, HMK"nun 26. (HUMK.nun 74.) maddesi uyarınca hâkim tarafların isteği ile bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, açıkça dava konusu araç bakımından isteklerini 14.000 TL ile sınırlamış ve faiz isteğinde bulunmamıştır. Yine, istek miktarının arttırılması ve faiz isteği yönünden yöntemine uygun biçimde ıslah isteğinde de bulunmamışlardır. Bu durumda, Mahkemece, dava konusu araç bakımından davacı yanın isteği aşılarak HMK"nun 26. (HUMK.nun 74.) maddesine aykırı olacak şekilde 16.500 TL katılma alacağına ve hükmedilen miktara faiz yürütülmesine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
Hal böyle iken; Mahkemece, uzman bilirkişi marifetiyle dava konusu aracın, karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerinin belirlenmesi ve HMK"nun 26. (HUMK.nun 74.) maddesi uyarınca istek ile bağlı kalınarak belirlenen değerinin yarısının 4721 sayılı TMK"nın 231. maddesi uyarınca artık değer alacağı olarak hükmedilmesi gerekir. Asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davada davalı ... vekilinin hükmün asıl davaya ilişkin (taşınmaza) bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; uyuşmazlık konusu 775 ada 2 parselde kain B/3-8 nolu bağımsız bölüm (geldisi 1650 ada 39 parsel) 743 sayılı TKM.nun 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde 15.09.1998 tarihinde satış yoluyla edinildiğine göre; taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın Borçlar Kanunu"nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Mahkemece 16.03.2011 tarihinde yapılan keşfe katılan inşaat bilirkişi Erdoğan Dözen 21.03.2011 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın boşanma davasının ve eldeki davanın açıldığı tarihler ile tasfiye tarihine en yakın tarihli değerlerini tespit etmiş ancak, edinim tarihindeki değerini belirlememiştir. Öte yandan, davacı ... vekili, 11.04.2011 tarihli bilirkişi raporuna itirazlarını içerir dilekçe vermiş ancak bu itirazlar araştırılmamıştır. Yine, hükme esas alınan hesap bilirkişi...in 07.08.2011 tarihli bilirkişi raporu yetersizdir.
O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle, davalı ..."un tarafların evlenme tarihinden taşınmazın edinildiği 15.09.1998 tarihine kadar çalışarak veya ortaklığı bulunduğu şirket veya işletmelerden elde ettiği gelirlerin tespit edilmeye çalışılması, bu kapsamda tüm bilgi ve belgelerin taraflardan ve ilgili kurum veya kuruluşlardan (mümkünse ortaklığı bulunduğu şirket ve işletmelerden) temin edilmesi, gelirin belirlenememesi halinde tanık beyanları da dikkate alınarak emsal durumda bulunan kişilerin gelir durumlarının esas alınması, o da mümkün olmadığı taktirde hayatın olağan akışı kapsamında hakkaniyete göre belirlenmesi, (6098 s. TBK m. 50,51) gerekirse bu konularda uzman kuruluşlardan ya da meslek odalarından bilgi edinilmesi, bu şekilde davalı koca ..."un elde ettiği toplam gelirinin tespit edilmesi, davacı ve davalının her birinin kişisel harcamaları ile davalı koca bakımından ayrıca 743 sayılı TKM.nun 152 maddesinin göz önünde bulundurulması, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazın edinim tarihi (15.09.1998) ve eldeki davanın açılma tarihi (07.12.2009) itibariyle değerinin bir inşaat ve bir mülk (emlakçı) bilirkişi marifetiyle denetime olanak ve dosya kapsamı itibariyle tarafların itirazlarını karşılayacak biçimde belirlenmesi, ondan sonra kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde katkı oranı ve katkı alacağı miktarının tespitine çalışılması, dosyanın bu konuda uzman bir hukukçu ve bir mali müşavir veya muhasebeci ile serbest meslek odasından bu işlerden anlayan bir kişiden oluşacak kurula verilmesi, açıklanan esaslar çerçevesinde gerekçeli, denetime elverişli rapor istenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır..." gereğine işaret edilerek birleşen dava konusu eşyalar yönünden onanmış, asıl dava konusu taşınmaz ile birleşen dava konusu araç yönünden bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 15.200-TL katkı payının dava tarihi olan 07.12.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı ..."dan tahsiline, birleşen 2010/56 Esas sayılı davanın 16 GA 452 plakalı araçla ilgili talebinin kabulüne, 14.500-TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ..."den tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, her iki taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalı-birleşen davalı-birleşen davacı vekilinin tüm, davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-a) Davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere ve kural olarak bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir (04.02.1959 gün ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Bu hak mahkemelerce ve Yargıtay"ca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, Dairemizin yukarıda bahsi geçen bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden hüküm kurulduğu belirlenmiştir. Şöyle ki; anılan bozma ilamında, hesap bilirkişisi...in 07.08.2011 tarihli bilirkişi raporunun yetersiz olduğu belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, davacı kadının evlenme tarihi olan 1991"den 1994"e kadar olan gelirlerini hesaplamaya dahil etmeyen ve 743 sayılı TKM"nun 152. maddesine göre evi geçindirme yükümlülüğü erkeğe ait olduğu halde davacı kadının aleyhine olarak gelirinden %20 oranında aileye yardım niteliğinde indirim uygulayan hesap bilirkişisi...in 07.08.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen katkı oranı üzerinden hesaplama yapılarak katkı payı alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
b) Davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin birleşen 2010/56 Esas sayılı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; Birleşen davacı vekili dava dilekçesinde, tasfiyeye konu araç nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 14.000-TL katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. Dairemizin bozma ilamından sonra verilen 11.11.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile bu isteğini 14.500-TL"ye yükseltmiş ve aynı tarihte ıslah harcını yatırmıştır. Mahkemece de ıslah ile arttırılan bu miktar üzerinden birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK"nun 177.maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilirse de; 04.02.1948 tarih ve 1944/10 Esas-1948/3 Karar sayılı ve 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas-2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkindir. İçtihadı Birleştirme Kararları, adeta kanun hükmünde olup, ilke kararlarıdır ve benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar (Yarg.Kan.md.45/5). Durum böyle iken, mahkemece bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin az yukarıda açıklanan İçtihadı Birleştirme Kararı göz önüne alınmadan bozma sonrası yapılan ıslahla arttırılan miktarı da kapsar şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) ve (2-b) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-birleşen davalı-birleşen davacı vekilinin tüm, davacı-birleşen davacı-birleşen davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 507,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.521,30 TL"nin temyiz eden davalı-birleşen davalı-birleşen davacıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-birleşen davacı-birleşen davalıya iadesine, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.