17. Ceza Dairesi 2018/2457 E. , 2019/6134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, kamu malına zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılan Adalet Bakanlığı vekilinin sadece sanıklar ... ve ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen hükümleri aleyhe temyiz ettiği anlaşıldığından yapılan incelemede;
I-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemelerinde;
25.08.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, montaj bedelleri hariç katılanın gerçek zararının 6.480,00 TL olduğunun anlaşılması karşısında; hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ve suçun işleniş şekli dikkate alınarak hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırlardan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi; ayrıca UYAP"tan alınan güneşin doğuş-batış çizelgesine göre suç tarihinde yaz saati uygulaması ile birlikte güneşin 19.33"de battığı, 5237 sayılı TCK"nun 6/1-e maddesi uyarınca saat 20.33"den sonraki zaman diliminin gece vakti olduğu, sanıklar ... ve ...’un soruşturma aşamasındaki ikrarlarına göre 26/08/2012 tarihli eylemin saat 23.00 sıralarında tamamlandığı, adı geçen sanıkların kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde de soruşturma aşamasındaki ifadelerinin doğru olduğunu belirttikleri, buna göre suçun gece vakti işlendiğinin anlaşılmasına karşın, sanıklar hakkında TCK"nun 143. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayinleri; son olarak sanıklar hakkında hükümler kurulurken “Teşdiden” cezaların verildiği belirtilmesine karşın, alt sınırlardan hükümlerin tesis edilmesi; hırsızlık suçundan sanıkların aleyhine temyiz isteminin bulunmaması nedeniyle bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-İştirak halinde suç işleyen sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerektiği göz önüne alındığında; kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine hükmolunan yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsil edilmesi gerekirken müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi sureti ile 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafii ile sanıklar ..., ..., ..."un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere ilişkin hüküm fıkralarından TCK"nun 53. maddenin uygulanmasına yönelik bölümlerin çıkartılması ile yerlerine "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlelerinin eklenmesi; ayrıca hüküm fıkrasından “Katılan kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT hükümleri gereğince 1.500,00 TL vekalet ücretinin sanıklardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile katılana ödenmesine,” şeklindeki kısmın çıkartılarak yerine "Katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.500,00 TL vekalet ücretinin sanıklardan eşit olarak tahsili ile katılana ödenmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASI,
II-Sanıklar hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemelerinde;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.01.2014 tarihli, 2013/2-686 Esas ve 2014/19 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sanıkların, hırsızlık suçunun konusu olan demir kapıları ve bu kapıların kasalarını ellerindeki aletlerle keserek çaldıkları olayda; mala zarar verme suçunun konusunu aynı zamanda hırsızlık suçunun konusu olan eşyanın kendisinin oluşturması durumunda, eylemin eşyanın mülkiyetine yönelik olması nedeni ile malın çalınması sırasında ve sonrasında eşyaya verilen zararlardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçundan da hüküm kurulamayacağı gözetilmeden sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
2-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-İştirak halinde suç işleyen sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerektiği göz önüne alındığında; kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine hükmolunan yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsil edilmesi gerekirken müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi sureti ile 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Adalet Bakanlığı vekilinin, sanık ... ve müdafii, sanıklar ..., ..., ... ile katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.