11. Hukuk Dairesi 2018/4515 E. , 2019/5659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davanın Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğince bozmaya uyularak verilen 28/06/2018 tarih ve 2017/632 esas 2018/360 karar sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Mustafa Ibrahim Adır tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; görme engelli olan ..."ın davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalının, müvekkili şirkette çalışan kardeşi Halit Özkan’ın müvekkili Hasan"ın bu durumundan faydalanarak ona diğer iş evrakları yanında bir adet senet de imzalattığını, akabinde de sözü edilen senedin davalı tarafından doldurularak icra takibine konu edildiğini, müvekkillerinin icra tehdidi altında senet bedelini ödemek zorunda kaldıklarını ancak müvekkilleri ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı gibi senet düzenlenmesini de gerektiren başka bir ilişki içinde olmadıklarını ileri sürerek, haksız yere ödenmek zorunda kalan 19.251,87 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacılar arasında araç satış ve araç kiralama işi olduğu gibi borç olarak zaman zaman nakit para da verildiğini, alacaklarının karşılığı olarak müvekkiline dava konusu senedin tanzim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu senette nakden kaydının bulunduğu ancak davalı yanın söz konusu senedin davacı ile arasındaki araç kiralama ilişkisine istinaden verildiğini beyan ederek, esasen malen alacaklı olduğunu ileri sürdüğü, senette yazan kaydın aksini ileri sürenin bu iddiasını ispatla mükellef olduğu, bu ispatın HMK’nın 201. maddesi mucibince ancak senet kuvvetinde delillerle yapılabileceği ancak davalı yanca var olduğunu iddia ettiği ticari ilişkiyi ispata yarar bu tür bir delil sunulamadığı, nitekim, davacı defterlerinde de bu alışverişi doğrulayacak bir kayıt bulunamadığı, davalı vekili her ne kadar 28/06/2018 tarihli duruşmada SGK"ya yazı yazılmasını talep etmiş ise de, celbi talep edilen bilgilerin daha önce dosyaya kazandırılmış olduğu, teksif ilkesi gereği delil sunma aşamasının tamamlanmış olduğu, ayrıca bu aşamada tekrar talep edilmesinin davaya etki edecek nitelikte de görülmediği, bu nedenle talebin reddine karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 19.251,97 TL"nin 03/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini aşmayacak şekilde reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 986,33 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.