Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3355
Karar No: 2016/4470
Karar Tarihi: 31.10.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3355 Esas 2016/4470 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı idarenin izinsiz olarak meşe ağaçları kesildiği bahanesiyle davacıları tutanakla suçlaması ve tazminat istemesi sonucunda açılan davanın maddi tazminat yönünden kabul edilerek davalının 458,85 TL ödemesine hükmedildiği, ancak bu miktarın orman idaresi tarafından satın alındığına dair delil olmadığı için fazla olduğu, manevi tazminat yönünden ise davacılardan sadece biri lehine kısmen karar verildiği ve diğer davacıların talebi reddedildiği belirtilmektedir. Hüküm fıkrasında ise maddi tazminat talebi için 11.730,00 TL, manevi tazminat talebi için ise 3.000,00 TL hüküm altına alınmıştır. Kanun maddeleri olarak ise 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 113. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesi özetle anlatılmıştır.
15. Hukuk Dairesi         2016/3355 E.  ,  2016/4470 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
    1-Davacılar, 29.11.2006 tarihinde .... köyü .... Çukur mevkiinde 53 nolu bölmede izinsiz olarak meşe ağaçlarının kesildiği gerekçesi ile davacı ... ile diğer davacıların murisi olan ve davadan evvel vefat eden... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2007/53 Esas ve 2009/8 Karar sayılı dosyası kamu davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda meşe ağaçlarının orman idaresi tarafından izin verilen 79 nolu bölmeden kesildiğinin belirlenmesi üzerine ... ve ... hakkında beraat kararı verildiğini, ayrıca davalı ... idaresi tarafından usulsüz kesim iddiası ile .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/155 Esas ve 2012/150 Karar sayılı dava dosyasında tazminat isteminde bulunulduğunu, ceza mahkemesince beraat kararı verildiğinden bu davanın da red edildiğini, davacı ... ile diğer davacıların murisi ...’ın haksız olarak işten el çektirildiğinden ve odunlara el konulduğundan 79 nolu bölmede yapılan kesim ve toplama giderlerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL"sinin kesim tarihi ve davalının açtığı tazminat davası tarihi olan 29.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, haklarında hem ceza hem de hukuk davası açılmasına sebebiyet verildiğinden yaşadıkları sıkıntılara karşılık 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiş, alınan bilirkişi raporunda orman emvali bedeli için belirlenen bedele göre 16.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 11.730,00 TL’ye yükselttiklerini beyan ederek bu bedelin 29.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... idaresi ise, davacıların anılan bölmede vahidi fiyat usulü ile kesim, sürtme ve istifleme işinde çalıştıklarını, orman emvalinin davacılara ait olmadığını, yapılacak işlerden sonra emvalin ihale ile satışa sunulacağını, davacıların vahidi fiyat usulü
    yaptıkları çalışmalarının karşılığının 458,85 TL olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    10.04.2013 tarihli Orman Mühendisi bilirkişi raporunda orman emvalinin rayiç değerinin 11.730,00 TL olduğu belirlenmiştir. Davacılar vekilince bu bedel üzerinden maddi tazminat istemleri ıslah edilmiş ve mahkemece de bu bedel üzerinden maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Dava dosyası içerisinde bulunan ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2007/53 Esas ve 2009/8 Karar sayılı dosyasında davacıların ve vekillerinin davaya konu edilen orman emvallerinin değerinden kesim ücretinin bedelinin orman idaresince düşüldüğü, kalan bedelin de davacılar tarafından ödendiği belirtilmiştir. Ancak yargılama sırasında söz konusu emvalin orman idaresinden satın alındığına dair ispatta bulunulamadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde mahkemece davalı idare tarafından da kabul edilen ve 10.04.2013 tarihli Orman Mühendisi bilirkişi raporunda sözleşmeler ile şartnamedeki birim fiyatlara göre belirlenen davacıların çalışmasına karşılık hesaplanan maddi tazminat bedeli 458,85 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken fazlaya hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
    Davacılar, maddi tazminat taleplerinin emvallerin kesim tarihi olan 29.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişler ve mahkemece de faiz başlangıcı olarak bu tarih benimsenmiştir. Davacılar 11.11.2009 tarihli yazı ile idareden bedelin talep edildiğini bildirmişlerdir. Ancak dosya kapsamında söz konusu yazı bulunmadığı gibi idarece bu yazıya cevaben verilen 08.10.2010 tarihli yazı içeriğinden davalı idarenin usulünce temerrüde düşürülmüş olduğu sonucuna varılamamıştır. Bu halde mahkemece temerrüt tarihinin araştırılmak suretiyle belirlenerek, belirlenen temerrüt tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken; 29.11.2006 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
    Kabule göre de; mahkemece kararın gerekçe kısmında “...10/04/2013 tarihli..."a ait raporda belirtildiği üzere, 1380 kental meşe odununun 6831 sayılı yasanın 113. maddesi kapsamında tazminat değeri 11.040,00 TL olarak hesaplandığından davacılar lehine bu miktar bu bedel üzerinden 29/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminat miktarının davalı kurumdan tahsili ile davacılara verilmesine...” denilmiş ancak kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “11.730,00 TL maddi tazminatın 29/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize ile birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacılara verilmesine” dair hüküm kurulmuştur. O halde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı kararı uyarınca gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişkili olması bozma nedeni oluşturacağından kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    2-Davacılar manevi tazminat istemlerini davalı idarece haksız olarak haklarında tutanak tutulması, ceza mahkemesinde dava açılması ve tazminat istemli dava açılması olarak göstermişler ve mahkemece davacılardan ... yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, taktiren 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 21.10.2010 tarihinden itibaren davalı idareden alınarak davacı ...’ye verilmesine karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”şeklinde yer almıştır.
    Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir. Davaya konu somut olayda, davalı idarenin izinsiz kesim yapıldığı gerekçesi ile tutanak tutması, bu hususu adli mercilere bildirmesi ve bunun neticesinde tazminat istemesinin hak arama özgürlüğü kapsamında bulunduğu ayrıca davacı ... ve diğer davacıların murisi...’nın yargılama sonucu beraat etikleri anlaşılmaktadır. O halde davalı idarenin şikayetinin hak arama özgürlüğü kapsamında bulunduğu sonucuna varılarak davacıların manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken davacılardan ... yönünden kısmen kabulü yerinde olmayıp kararın bu nedenle de bozulması uygun bulunmuştur.
    Kabule göre de; dava tarihi karar başlığında yanlış yazılmış ise de bu maddi hatanın mahkemesince her zaman düzeltilebileceğinin tabi bulunmasına göre; yukarıda yazılı gerekçelerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi