Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2416
Karar No: 2020/4527
Karar Tarihi: 17.09.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/2416 Esas 2020/4527 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir iş davasında yapılan hizmet tespiti istemine ilişkin olarak davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği açıklamasını yapmıştır. Mahkemeye sunulan işe giriş bildirgesi nedeniyle, hangi tarihler arasında çalışıldığı ve hangi tarihlerde çalışma olgusunun araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleridir. Bu kanunlara göre, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmelerinin zorunlu olduğu açıklanmıştır.
10. Hukuk Dairesi         2020/2416 E.  ,  2020/4527 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    Davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    İnceleme konusu davada; davalı işyerinde 1987 yılından itibaren 9 yıl çalıştığını hizmetinin tespitini talep ettiği, mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacının 1.10.2008 tarihinden itibaren 4/b hizmetinin olduğu, davalı işyerinde 2.6.1987 tarihinde başladığına ilişkin 21.7.1987 tarihinde Kuruma intikal eden işe giriş bildirgesinin verildiği anlaşılmaktadır.
    506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden Kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.
    Somut davada; davacı adına, davalıya ait işyerinden işe giriş bildirgesi verilmiş olduğundan, davacının hangi tarihler arası çalıştığı, giriş bildirgesi sonrası ihtiyari veya zorunlu terk belirlenip açıklığa kavuşturulmalı, dava tarihi itibariyle hak düşürücü süreye ilişkin değerlendirme yapılmalı, hak düşürücü süreye uğramayan çalışmalar yönünden çalışma olgusu araştırılmalı ve sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 17/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi