18. Ceza Dairesi 2018/8376 E. , 2019/3502 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Silahla tehdit, kasten basit yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 86/2, 125/1, 125/4, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, 2.000,00 Türk Lirası adlî para ve 1.740,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2015 tarihli ve 2014/526 esas, 2015/493 sayılı kararının itiraz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle yeniden yapılan yargılamasında hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 86/2, 125/1, 125/4, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, 2.000,00 Türk Lirası adlî para ve 1.740,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin anılan Mahkemenin 05/12/2017 tarihli ve 2017/521 esas, 2017/695 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının,09/11/2018 gün ve 89855 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/06/2015 tarihli ve 2014/23283 esas, 2015/26963 karar sayılı ilamında yer alan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davayı sonuçlandıran bir hüküm olmaması, ayrıca sanık hakkında hükmün açıklanması sırasında bu defa şikâyet şartı yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesenin işlevi açısından maddî ceza hukuku normu özelliği yanı sıra ceza muhakemesi hukuku normu özelliğinin de bulunması ve bunun sonucu olarak kıyas imkânının da bulunduğu gözetilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 231/11. maddesindeki: "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." şeklindeki uygulamalardan daha lehe olduğu.." şeklindeki açıklama nazara alındığında, somut olayda müştekinin 05/12/2017 tarihli karar duruşmasında şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık hakkında takibi şikâyete bağlı kasten basit yaralama ve hakaret suçundan düşme kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun"un 86/2. maddesinde, "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur." hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun"un 73. maddesinin 4. fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada; mağdurun 05/12/2017 tarihli duruşmada alınan beyanında sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmiş olması, hakaret ve yaralama suçlarından açılan kamu davalarında TCK"nın 73/6. maddesi gereğince sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre, hakaret ve yaralama suçlarından açılan kamu davalarının düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında, Dinar Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/521 esas, 2017/695 sayılı dosyası kapsamında hakaret ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet kararlarının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 19/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.