10. Hukuk Dairesi 2014/17355 E. , 2014/20229 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Akhisar 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 13.05.2014
No : 2014/85-2014/136
İcra dosyası kapsamında yersiz ödendiği iddia olunan faiz alacağı ve vekalet ücretinin istirdatı istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmakla duruşma için 21.10.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Karşı taraf adına Av. .. geldi. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davacı SGK Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.03.2006 tarihli ve 2005/10-755 Esas, 2006/32 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bir borç ilişkisi, asıl hakla birlikte bazı fer’i hakları da içerir. Borç ilişkisinin içerdiği asıl hak, alacak hakkı; fer’i haklar ise, cezai şart, faiz, kefalet, rehin, hapis hakkı gibi haklardır.
Borcu sona erdiren en önemli neden, tarafların kendilerine yüklenen edimleri ifa etmeleridir. Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçların da sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.
Ancak evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
Somut olayda, davalıya 2003 yılında bağlanıp, kontrol muayenesi üzerine 2004 yılında kesilen maluliyet aylığına esas maluliyet durumunun devam ettiğinin tespitine dair mahkeme hükmünün, Dairemizin 15.5.2012 gün ve 2012/ 9691 E. – 8812 K. sayılı onama ilamı ile kesinleştiği; bunun üzerine ilgili icra dosyasında
davalının hem birikmiş aylıklarının hem de yasal faizinin talep edildiği, Kurumun takibe itirazının reddi üzerine takip konusu tüm alacak kalemlerinin ödendiği, işbu dava ile ödenen faiz alacağının yersiz olduğunun iddia edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, faiz alacağının, ancak belirtilen mahkeme hükmünün kesinleşme tarihi olan 15.5.2012"den itibaren söz konusu olabileceğinden hareketle yazılı şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında ve dosya kapsamına göre, davacının kesilen, ancak ilgili mahkeme ilamı ile kesilmemesi gerektiği belirlenen maluliyet aylıklarının asıl borcu teşkil ettiği, henüz asıl borç olan aylıklar bile ödenmeden ilgili icra dosyasında birlikte talep edilmekle, dolayısıyla faiz alacağını isteme hakkına sahip olduğu anlaşılmakla, Mahkemece davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.10.2014 günü oybirliği ile kabul edildi.