18. Ceza Dairesi 2018/7176 E. , 2019/3501 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nın beraatine dair Siverek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2017 tarihli ve 2014/327 esas, 2017/84 sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün bozulmasına ilişkin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 28/09/2017 tarihli ve 2017/1381 esas, 2017/1705 sayılı kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde adı geçen sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 125/1, 43/1 ve 52/2. maddeleri gereğince iki kez 3.000,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Siverek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2017/607 esas, 2018/588 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24/10/2018 gün ve 85816 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 243/1. maddesinde yer alan, "Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler." şeklindeki düzenleme kapsamında; somut olayda müşteki Mehmet Işıkalan"ın katılan sıfatını aldıktan sonra vefat etmesi sebebiyle katılanın mirasçılarının olup olmadığı araştırılıp, davaya katılma taleplerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmek suretiyle davaya devam olunarak karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Sanık hakkında 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit ve TCK"nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, suç tarihi itibarıyla, TCK’nın 106/1.maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen tehdit suçuyla birlikte işlenen hakaret suçu uzlaşma kapsamında olmayıp, yapılan uzlaşma işlemlerinin geçersiz olduğu, sanık hakkında tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde sair tehdit suçundan hüküm kurulduğundan somut olayda CMK’nın 253/3. maddesinin ikinci cümlesinin uygulanma imkanının ortadan kalktığından hakaret ve tehdit suçlarından uzlaştırma işlemi yapılması gerekliliğinin ortaya çıkması karşısında, yeniden usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nun 17/07/2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27/03/2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 19/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.