Esas No: 2018/4353
Karar No: 2021/5611
Karar Tarihi: 22.11.2021
Danıştay 9. Daire 2018/4353 Esas 2021/5611 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4353
Karar No : 2021/5611
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü -…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … adına yatırılan 120.000.-TL tapu harcının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarın 05.09.2017 başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (4) sayılı tarifenin 20/a maddesi uyarınca tapu harcının mükellefinin gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabında devir eden ve devir alan olarak belirlendiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Mükellef ve vergi sorumlusu" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere , mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağının hüküm altına alındığı, olayda, davacının kendisini taşınmazların sahibi … olarak tanıtan kişiyle 12 adet taşınmazın alımı için anlaştığı, tapu harçlarının yatırıldığı, satış işlemi yapılırken satıcı olarak kendisini tanıtan kişinin gerçekte taşınmazların sahibi olmadığının anlaşıldığı, bu sebeple devir işleminin gerçekleşmediği, davacının kendi adına ödediği 120.000-TL alım harcını davalı idareye başvurarak iade aldığı, satıcı adına kendisi tarafından yatırılan harcı ise alamadığı, … Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … değişik iş sayılı kararıyla satıcı tarafından yatırılması gereken harcın davacının hesabından çıktığının tespit edildiği, davacının bu karar ile davalı idareye 120.000.-TL satım harcının iadesi için 05/09/2017 tarihli dilekçe ile başvurduğu, davalı idarenin … Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … değişik iş sayılı kararının icrai hüküm ifade etmediğini belirterek itiraz sonucu karara göre işlem yapılacağını davacıya bildirdiği, davacının bu cevabı ret kabul ederek işlemin iptali ve 120.000-TL'nin başvuru tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi için görülmekte olan davayı açtığı,uyuşmazlıkta, yasal mevzuata uygun şekilde alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı harç alındığı, dava konusu edilen 120.000.-TL harcın vergi tahsil alındısının dava dışı … adına düzenlendiği dikkate alındığında, her ne kadar harçların davacı tarafından yatırıldığı anlaşılmakta ise de mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamayacağından davaya konu ret işleminde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Dava konusu olan ve … adına ödenen tapu harcının davacı tarafından ödendiğinin Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ve gerçek …'in beyanı ile sabit olduğu, kendisini … olarak tanıtan kişinin dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçlarından ceza aldığı,temyize konu kararın eksik inceleme ile verildiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, … adına yatırılan 120.000.-TL tapu harcının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarın faizi ile birlikte iadesi istenilmektedir.
İLGİL MEVZUAT:
Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35.maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
20/03/1952 tarihinde kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin Eki 1 Nolu Protokol Türkiye tarafından 19/03/1954 tarihinde onaylanmıştır. Anılan Protokol'ün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesinde; "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, ancak vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 134. maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu ifade edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, Anayasa ve İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeyle güvence altına alınmış olup, anılan düzenlemeler uyarınca bu hak, sadece kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabilir.
Olayda,davacı ile kendisini taşınmazların sahibi … olarak tanıtan kişinin alım satım konusunda anlaştıkları,satış işlemine ilişkin alıcı ve satıcı adına ödenmesi gereken tapu harcının davacı tarafından ödendiği, bu hususun dosya içerisinde yer alan … Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … Değişik İş sayılı kararı uyarınca düzenlenen bilirkişi raporunda ve gerçek …'in beyanı ile de sabit olduğu, kendisini taşınmazların sahibi olarak tanıtan kişinin, taşınmazların gerçek sahibi … olmadığı ve sahte kimlikle işlem yapmaya çalıştığının anlaşılması üzerine devir işleminin gerçekleşmediği ve bu olayla ilgili olarak nitelikli dolandırıcılık suçundan …Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verildiği,davacının kendi adına ödediği tapu harcını iade aldığı, satıcı adına ödediği tutarın iadesine ilişkin başvurunun reddi üzerine de davanın açıldığı görülmüştür.
Uyuşmazlıkta, Vergi Mahkemesince, "492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (4) sayılı tarifenin 20/a maddesi uyarınca tapu harcının mükellefinin devir eden ve devir alan olarak belirlendiği, yasal mevzuata uygun şekilde alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı harç alındığı, dava konusu edilen 120.000-TL harcın vergi tahsil alındısının dava dışı ... adına düzenlendiği dikkate alındığında, her ne kadar harçların davacı tarafından yatırıldığı anlaşılmakta ise de mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamayacağından davaya konu ret işleminde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle" davanın reddine ve söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlıkta, taşınmazların devrine ilişkin vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği,davacının hem kendisinin hem de satıcının payına düşen tapu harcını ödediğinin sabit olduğu,ancak taşınmaz satışının gerçekleşmemesi ve anılan satış işleminin gerçekte malik olmayan şahıs tarafından yapılmaya çalışıldığının adli yargı kararıyla da ortaya konulduğu görüldüğünden, tapu tescil işlemleri nedeniyle verilen hizmet karşılığında alınan tapu harcına konu bir satışın varlığından söz edilemeyeceği gibi, davacıdan tahsil edilen tapu harcına konu tutarın bu aşamada yok hükmünde bir satış işlemi nedeniyle davacıya iade edilmesi gerekmekte olup, aksi durumun mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğuracağı açıktır. Bu durumda; davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 22/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.