13. Hukuk Dairesi 2015/38158 E. , 2018/4333 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında 30.09.2013 tarihli "01.10.2013-30.11.2013" tarihleri arasında 42 personel ile yemek hazırlanması servis ve servis sonrası hizmetler, 37 personel ile idari bina ve iş yerlerinin temizliği ve 8 personel ile kalorifer tesisatının çalıştırılması olmak üzere toplam 87 kişi ile hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, şirketin 87 kişi ile iki ay süreyle hizmet verdiğini, dava dışı işçi .... ’nın 11.12.1998 tarihinde davalı bünyesinde çalışmaya başladığını, 30.11.2013 tarihinde de davalı müdürlükten emekliye ayrıldığını, ilgilinin davalı müdürlük tarafından hesaplanan 18.937,76 TL kıdem tazminatının şirketten yatırılmasının istendiği, bunun üzerine şirketin ...’nın hesabına bu miktarı aktardığını, şirkete düşen kıdem tazminatı tutarının 414,57 TL olması gerektiğini, ilgilinin bir kaç şirketin bünyesinde çalıştığını, şirket tarafından ödenen 18.937,76 TL’ den şirket dönemine tekabül eden 414,57 TL ile taraflarına diğer şirketlerce ödenen 6.114,02 TL’nin mahsup edildikten sonra kalan 12.409,00 TL’nin 24.02.2014 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalı müdürlükten tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.411,87 TL tazminatın 24.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, dava dışı işçi Hanife Boğa’nın 11.12.1998 tarihinde davalı bünyesinde çalışmaya başladığını, 30.11.2013 tarihinde de davalı müdürlükten emekliye ayrıldığını, ilgilinin davalı müdürlük tarafından hesaplanan 18.937,76 TL kıdem tazminatının şirketten yatırılmasının istendiği, şirketin ....’nın hesabına bu miktarı aktardığını, şirkete düşen kıdem tazminatı tutarının 414,57 TL olması gerektiğini, şirket tarafından ödenen 18.937,76 TL’den şirket dönemine tekabül eden 414,57 TL ile taraflarına diğer şirketlerce ödenen 6.114,02 TL’nin mahsup edildikten sonra kalan 12.409,00 TL’nin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık işverenler arasında ki rücu ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu durumda mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öyle olunca mahkemece, davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, ticaret mahkemesi sıfatıyla karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.