Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7782
Karar No: 2019/2657
Karar Tarihi: 27.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7782 Esas 2019/2657 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/7782 E.  ,  2019/2657 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının TOKİ tarafından ihale edilen işleri yapan şirket olduğu ve inşaat faaliyetinin yürütülmesi, genel altyapı ve çevre düzenlemesi aşamalarında şantiye abonesi olmadığını, 07.10.2011 ve 20.10.2011 tarihlerinde yapılan kontrollerde C22 ve C23 numaraları bloklarda kullanılan suyun kurumca takılmayan sayaçtan geçtiğini, abonesiz kaçak kullanım olduğunu, taraflarınca takılmamış olan binanın giriş sayaçlarda endeks ilerlemesi olduğunun tespit edilerek tutanaklar tanzim edildiğini belirtip, kaçak su bedeli olan 141.717,55 TL"in dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, TOKİ"den ihale ile aldığı işi 26.03.2008 tarihinde bitirdiğini, işin 08.06.2008 tarihinde geçici kabul tutanağı ile kabul edildiğini ve kesin kabulün 13.08.2009 tarihinde yapıldığını, işin taşıma su ile yapıldığını, işin teslim edildiği tarihten sonra sarf edilen sudan sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, anılan karar Dairemizin 2016/5555 Esas-2017/8738 Karar sayılı ve 01.06.2017 tarihli kararı ile “ Mahkemece; HMK"nun 297. maddesi gereğince hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde tesis edilmesi gerektiği ve davanın reddi ile görevsizlik kararları, sonuçları itibariyle birbirinden farklı olduğu nazara alınmaksızın, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildikten sonra, mahkemenin davaya bakmakla görevli olmadığı şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 09.02.2018 tarihli son kararında; davalı şirketin işin tamamlanmasına kadar taşıma su ile işlerini gördüğü, sayaçların takılmasından sonra bloklar ile ortak alanları 04.12.2008 tarihinde geçici site yönetimine teslim ettiği ve abone işlemlerinin site sakinlerine ait olduğu, kaçak su kullanımının tespit edildiği sayaçların inşaatın tamamlanmasından ve davacı kuruma ait şebekeye bağlantı yapılmasından sonra takıldığı bu nedenle kaçak/usulsüz kullanımın davalının sorumluluğunda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, kaçak su kullanımından kaynaklı borçtan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. ve devamı maddelerinden düzenlenen bilirkişi incelemesine dair hükümler uyarınca, bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Aynı Kanunun 281.maddesinde, “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
    Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” denilmiştir.
    Somut olayımızda, davalı hakkında abone olmaksızın su kullanılması nedeni ile 07.10.2011 ve 20.10.2011 tarihli iki kaçak su kullanım tutanağı tanzim edilmiştir. Şantiye abonesi olmayan davalı şirket tarafından GASKİ"den 05.03.2008 tarihinde şebeke bağlantısı yapılması talep edilmiş, nihayetinde kaçak kullanıma konu C-22 ve C-23 bloklarının 20.04.2012 ve 30.05.2012 tarihlerinde abone oldukları anlaşılmıştır. Davacı şirket, kaçak su kullanılması nedeni ile yapılan tahakkuk bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı şirket ise 2007 yılında inşaata başlanılan yerde taşıma su ile inşaatın yapıldığını, su sayaçlarının taraflarınca takıldığını, 07.03.2008 tarihinde ise şebeke bağlantısının kurulduğunu, yönetimin sayaçlara abonelik yapılmasını üstlendiğini, sorumluluğun yönetime ait olması gerektiğini belirtmiştir.
    Mahkemece, sorumluluğun belirlenmesi amacıyla alınan üçlü bilirkişi raporunda, davalının ticari defterleri incelendiğinde 01.06.2007 ile 31.10.2008 tarihleri arasında 15.850 m3 su alındığının tespit edildiği, tankerle su kullanıldığına dair faturalardan anlaşılacağı üzere inşaat dönemi boyunca şebeke suyundan su kullanılmadığı, abonelik yapılması sorumluluğunun yönetime bırakıldığı, davalının kaçak su kullanımından sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Davacı şirket, alınan rapora ticari defterlerde kaydedilen fiş ve faturaların sunulması gerektiğini ,davalı tarafça alındığı tespit olunan su miktarının davalının sorumlu olduğu işe yeterli olup olmayacağının değerlendirilmediğini, kaldı ki sayaçların takılıp şebeke bağlantısının yapıldığı dönemden sonra da davalı tarafından davaya konu yerde çalışmaların devam ettiğini ileri sürerek itiraz etmiştir. Ancak mahkemece, davacı tarafın itirazları dikkate alınmaksızın bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
    Her ne kadar davalı, dava konusu yerde inşaata 04.01.2007 tarihinde başlayıp 04.12.2008 tarihinde yönetime teslim ettiğini ve bu nedenlerle kaçak tutanaklarından sorumlu olmadığını belirtmişse de, tutanak mümzi tanığı Mehmet Alagöz beyanında, tutanak tarihinde davalı şirketin işçilerinin davaya konu yerde çalışmaya devam ettiğini belirtmiştir. Gelinen noktada, uyuşmazlığın çözümü için davalı şirketin davaya konu yerdeki çalışmasının son bulduğu tarihin tereddütte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, yine taşıma su kullanıldığı savunmasına dayanak fatura ve belgelerin dosya içerisine getirtilmesi ve yapılan işin mahiyeti ve kapsamı dikkate alınarak davalının kaçak su kullanımından sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
    O halde mahkemece; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının kaçak su kullanımından sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumlu olduğu tüketim miktarının belirlenmesi konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, davacının itirazlarını da karşılar mahiyette rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi