10. Hukuk Dairesi 2020/1437 E. , 2020/4518 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 7143 sayılı Kanun kapsamında 25.06.2018 tarihinde Tarım Bağ- Kur sigortalılığından kaynaklanan prim borçlarının yeniden yapılandırılması talebi ile Kuruma yaptığı başvurusunun 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalılık süreleri dışlanarak 01.05.2004-14.05.2006, 11.06.2006-28.07.2008, 01.08.2008-05.05.2011 dönemleri itibari ile kabul edildiği, kabul edilmeyen 05.06.2011-24.01.2018 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalılık süreleri dışında da Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi gerektiğine ve bu süreler için de prim borçlarının yapılandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, davacının Muğla 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 2008/566 Esas, 2010/8 Karar sayılı ilamı ile 01.05.2004-28.07.2008 tarihleri arasında 2006 yılındaki 27 günlük SSK"lı çalışması hariç 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun tespit edildiğini ve Kurum tarafından ilam uyarınca gerekli işlemlerin yapıldığını, takiben 15.12.2008 tarihli dilekçesi ile SSK"lı çalışması nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığının durdurulması talebinde bulunduğunu, 7143 sayılı Kanuna göre yapılandırmaya başvurarak 13.962,24 TL ödemesi durumunda sigortalılığının durdurulmamış gibi değerlendirileceğinin davacıya bildirildiğini, davacının SSK"lı olduğu dönemlerde Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;
“Davanın kabulüne, davacının 05/06/2011 ile 24/01/2018 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1a kapsamında SSK sigortalısı olduğu süreleri dışında Tarım Bağ-Kur Sigortalısı olduğunun tespitine,
Davacının Kuruma başvurusu halinde yukarıda anılan süreye ait prim borçlarının kurum tarafından 7143 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılandırılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili, davacının Kuruma yazılı başvuruda bulunmadan Kurum aleyhine dava açtığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının daha önce dava açtığını ve Kurum tarafından gerekli işlemlerin yapıldığını, davacının çiftçilik yaptığı dönemde Kuruma aktarılan herhangi bir tevkifat kesintisi olmadığından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulünün hukuka aykırı olduğunu, Kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; “Muğla 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nden verilen 29.05.2019 tarih, 2018/394 Esas ve 2019/411 Karar sayılı kararına yönelik davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, istinaf nedenlerini tekrarla Kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın Yasal dayanağı 5510 ve 2926 sayılı Kanunlar olup, 2926 sayılı Kanun"un 2. maddesinde, Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 3. maddenin (b) bendinde, bu Kanunda geçen “tarımsal faaliyette bulunanların”, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya özgü yerlerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan yararlanmak suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından korunmasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları ifade ettiği açıklanmıştır.
Ayrıca, anılan Kanunun 5. maddesinde yasal süresinde kayıt ve tescillerini yaptırmayanların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi izleyen aybaşından itibaren başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde bu Kanuna göre sigortalı sayılanların sigortalılıklarının tarımsal faaliyetlerine son verdiklerinde sona ereceği, 7. maddesinde kişilerin bu Kanuna göre sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorunda oldukları, 9. maddesinde, bu zorunluluğa uymayanların tescil işlemlerinin Kurumca kendiliğinden yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2926 sayılı Kanun"un 36. maddesi ve 4956 sayılı Kanun"un 27. maddesi ile değişikliğe uğrayan 1479 sayılı Kanun"un 53. maddesi hükümlerinde Kanun koyucu, Kurumun prim alacaklarının Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilebilmesine imkan tanımıştır. Buna göre, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla ilgili sigorta primlerinin, ilgiliye ödenmesi gereken ürün bedellerinden kesilerek o kişi adına Kurum hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilmesi durumunda, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi belirtilen şekildeki prim ödeme olgusunun, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kişinin kayıt ve tescil konusundaki iradesini ortaya koyduğunun kanıtı olarak kabulü gerekmektedir. Tarımsal faaliyet olgusunun kanıtlanmış olması, tescilli sigortalılar yönünden tescil tarihinden, tescili bulunmayanlar yönünden ise ilk prim ödemesinin veya tevkifatın gerçekleştirildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olumlu sonuç doğurmaktadır.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanun"un 79/10. ve 5510 sayılı Kanun"un 86/9. maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır. Ayrıca tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.
Diğer yandan, tarımsal faaliyette bulunanlar, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 . maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılmış, anılan Kanunun 7.maddesinde ise sigortalılığın başlangıcı “5510 sayılı Kanunun 4 . maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalılıkları, bağlı oldukları ziraat odalarınca veya kendilerince bir yıl içinde bildirilmesi halinde odaya kaydedildikleri tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davacının, 7143 sayılı Kanun kapsamında 25.06.2018 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalılığından kaynaklanan prim borçlarının yeniden yapılandırılması talebi ile Kuruma yaptığı başvurusu 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalılık süreleri dışlanarak 01.05.2004-14.05.2006, 11.06.2006-28.07.2008, 01.08.2008-05.05.2011 dönemleri itibari ile kabul edilmiştir. Kabul edilmeyen 05.06.2011-24.01.2018 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalılık süreleri dışında da Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi talebi ile iş bu dava açılmıştır.
Dosya kapsamından davacının, 01.01.1990 tarihinde başlayan ve devam eden Ziraat Odası kaydı bulunduğu, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olmadığı, Tarım Kredi Kooperatifine üyeliği bulunmadığı, ... Bankasından 2012 ve 2013 yıllarında mazot, gübre desteği aldığı, kendisine ait arazileri olup, muhtar ve tanık beyanına göre çiftçilikle uğraştığı, ayrıca Jandarma ve muhtarın beyanlarına göre orman kesim işinde sezonluk işçi olarak çalıştığı, hizmet cetvelinde talebe konu dönemde 2011 yılında 30 gün, 2014 yılında 8 gün, 2015 yılında 21 gün, 2016 yılında 6 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalılığı bulunduğu görülmüştür. Davacının, 28.07.2008 tarihli Bağ-Kur’a giriş bildirgesine istinaden 01.08.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında tarım sigortalılığının başlatıldığı, 18.10.2008 tarihinde başlayan 4/1-a sigortalılığı nedeni ile 17.10.2008 tarihinde tarım sigortalılığının sona erdirildiği, ancak iş bu davadan önce prim tevkifatına dayanılarak açılan ve Yargıtayca onanarak kesinleşen tespit davasına istinaden tarım sigortalılığı tescil tarihinin 01.05.2004 olarak düzeltilerek, 01.05.2004’den 28.07.2008 tarihine kadar olan dönemde de 4/1-a sigortalısı olduğu süreler dışındaki tarihlerde tarım sigortalısı kabul edildiği ve 7143 sayılı Kanun uyarınca prim borçlarının ödenmesi talebi ile Kuruma başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Böylece davacı, 01.05.2004’den 05.05.2011 tarihine kadar tarım sigortalısı olup, tarım sigortalılığı 05.05.2011 tarihinde sona ermiştir. Zira, davacının 06.05.2011 tarihinde başlayan ve 04.06.2011 tarihine kadar devam eden 4/1-a sigorta kaydı bulunmaktadır. Bu tarihten sonrasına ilişkin dönemde ise tescil başvurusu, iradi prim ödemesi, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin mevcut olmayıp, buna ilişkin belge sunulmamıştır.
Bu itibarla, davacının 4/1-a sigortalılığını takip eden 05.06.2011 tarihinden sonrada Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti talebinin, davacının tarım sigortalılığının 05.05.2011 tarihinde sona erdiği gözetilerek, bu tarihten sonrasına ilişkin dava konusu 05.06.2011-24.01.2018 döneminde 5510 sayılı Kanun kapsamında yeniden tarım sigortalılığı tescil şartlarının varlığının araştırılması, tescil şartlarının bulunmadığının tespiti halinde ise davanın reddine dair karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, kararın bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 17/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.