Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1353
Karar No: 2019/2655
Karar Tarihi: 27.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1353 Esas 2019/2655 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/1353 E.  ,  2019/2655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davaya konu tapulu taşınmazı 16/03/1988 yılında satın aldığını, kadastro çalışmaları sırasında sınır tespitlerinin yapıldığını, adına kayıtlı olan taşınmazı ekip biçtiğini, hatta taşınmaz üzerinde kendisinin diktiği 5-6 yıllık meyve ağaçları olduğunu buna rağmen taşınmazın sınırı değiştirilmek ve davalı parsele katılmak suretiyle iki buçuk dönümlük alanın davalı adına tespit olunduğunu, 23 yıl içinde taşınmazı ıslah ettiğini, ekip biçtiği, taşlarını temizlediği, sulama imkanı sağladığı, bataklığını ıslah ettiği, sulanabilir ve kültür tarımı için tüm şartları hazır hale getirdiği belirterek, davalı parsele katılan kısmın iptali ile adına tescilini aksi halde bu kısmın ıslah, temizleme ve ağaçların bedeli toplamı olan şimdilik 5000,00 TL"nin tarafına verilmesini talep etmiş, talebini ıslah yapmak sureti ile 19.715,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı; dava konusu yerin 1957-1958 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında belirlenen sınırlar olduğunu, kadastro çalışmalarına karşı dava açma süresi on yıl ile sınırlı olduğunu ve bu sürenin geçtiğini, tapusu olan yer üzerinde iyi niyet iddiasında bulunulamayacağını, ayrıca yaptığı masraflar açısından sadece zorunlu olan masrafları talep edebileceğini, taşınmaz üzerindeki fidanlar açısından ise zorunluluk bulunmadığını, ıslah edildiğine dair kanıt olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının kadastro tespitinin iptali davasının reddi ile taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya tesciline, davacının 27/07/2011 havale tarihli dava dilekçesinin (b ve c) bendinde belirttiği talepler konusunda görevsizlik kararı verilmiş, anılan karar 16.Hukuk Dairesinin 18.10.2012 tarihli kararı ile “Somut olayda davacı ..., çekişmeli taşınmazın 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu iddia ederek adına tescilini
    talep etmiştir. Dolayısıyla isteği mülkiyete ilişkin olup, 3402 sayılı Kanun"un 22/a maddesi çerçevesinde incelenmesi mümkün olmadığından genel mahkemelerce mülkiyete ilişkin dava olarak incelemek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek esasa ilişkin, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 25.03.2015 tarihli son kararında; davacının kadastro tespitinin iptali ve tapunun kısmen iptali taleplerinin reddine, ıslah ve ağaç bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza davacının yaptığı masraf ve iyileştirmelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunun 722/1 maddesi hükmü gereğince; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Arazinin maliki de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir." Aynı Kanunun 723.maddesi gereğince; Malzeme sökülüp alınamazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyi niyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir. Anılan hükümler, esas itibariyle (BK"nın 61 ve devamı maddelerinde) TBK"nın 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir.
    Bu bağlamda davacıların talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde, 14.02.1951 tarih ve 1949/17-1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacının iyi niyetli olup olmadığının mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.
    Dosyanın incelenmesinde; mahkemece tarafların tapuya göre değil kendilerinin belirledikleri sınırlara göre taşınmazları kullandıkları, dava konusu taşınmazın tapulu taşınmaz olduğu anlaşılmakta olup, bu halde davacı iyiniyetli malzeme sahibi olarak nitelendirilemeyecektir. Bu durum karşısında davalı taraf,Türk Medeni Kanunu"nun 722- 729 maddeleri uyarınca asgari levazım bedelinden sorumludur.
    Gerek öğreti ve gerekse uygulamada asgari levazım değerinin, tüm malzemenin işçilik ve bakım giderlerinin gözetilmeksizin, piyasadaki en düşük değerlerinden, dikim yılı veya yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; ağaçların dava tarihi itibariyle yaşları esas alınarak dikim tarihinden dava tarihindeki yaşlarına gelinceye kadar fidan bedeli, fidan bakım masrafları da dahil olmak üzere yapılan tüm masraf unsurları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, mahkemenin bu rapor doğrultusunda ve davacının kötüniyetli olduğu, keşif sırasında dava konusu ağaçların sökülüp alınmadığından sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, ağaç ıslah/ihya bedeli olarak bilirkiş raporunda belirlenen 19.715 TL tazminatın davalından tahsiline hükmedildiği anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan esaslar ve Dairemizin içtihatları dikkate alınmak sureti ile asgari levazım bedeli konusunda uzman ve ehil bilirkişiden rapor alınıp, hesaplanacak bu bedel üzerinden davanın kabulü gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı taraf yararına HUMK" un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi