Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/321
Karar No: 2021/2550
Karar Tarihi: 22.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/321 Esas 2021/2550 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/321
Karar No : 2021/2550

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI): ...Odası Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

2- (DAVALI): ...Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 16/10/2018 tarih ve E:2013/5459, K:2018/7872 sayılı kararının taraflarca aleyhe kısımlar yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/06/2013 tarih ve 28664 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (mülga) Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin tamamının, 24. maddesinin ikinci cümlesindeki "mimari estetik kurulları yetkilidir" ibaresinin, 30. maddesinin ilk cümlesindeki "mimari estetik kurulu kararı alınarak" ibaresinin, 42. maddesinin "Yönetmeliğin 57. maddesinin ondördüncü fıkrasının son cümlesinin yürürlükten kaldırılmasına" ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/10/2018 tarih ve E:2013/5459, K:2018/7872 sayılı kararıyla;
Dava dosyasının, Dairelerinin E:2013/6220, E:2013/5908, E:2015/8157 ve E:2013/8003 sayılı dosyaları ile birlikte incelendiği ve her ne kadar davacı Oda tarafından dört farklı Yönetmelik maddesine yönelik iptal talebinde bulunulmuş ise de, hukuka aykırılık iddiasının Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin (PATİY) 10. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan "mimari estetik komisyonu" kavramından kaynaklandığı görüldüğünden, bu madde için yapılan açıklamaların iptali istenilen diğer maddeler için de geçerli olduğu belirtilerek, Dairelerinin E:2013/6220 sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu düzenlemeler hakkında yer verilen tespit ve değerlendirmelere de değinilmek suretiyle;
1- Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesi ile değiştirilen PATİY'in 10. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemi yönünden;
Dava dilekçesinde yer alan iddialar çerçevesinde, dava konusu düzenlemenin iki bölüm halinde incelenmesinin uygun görüldüğü,
İlk itiraza yönelik olarak
Dava konusu edilen Yönetmelik değişikliğinin ilk iki cümlesinde, yerleşmelerde inşa edilecek yapılar için meclis kararı ile yerel özellikleri yansıtan kurallar getirilmesinin ve bu amaçla mimari estetik komisyonu kurulmasının öngörüldüğü, dava dilekçesinde de bu kuomisyonların görev tanımının belirsiz olduğu, üyelerinin hangi kamu kurumlarından geleceklerinin ve mesleki niteliklerinin tanımlanmamış olduğu ileri sürülerek Yönetmelik hükmüne itiraz edildiği,
Dava konusu edilen birinci fıkranın ilk cümlesinde, "İlgili İdare, meclis kararı alarak, uygun gördüğü yerlerde yapıların estetiği, rengi, çatı ve cephe kaplaması ile ilgili kurallar getirmeye, yapıların inşasında yöresel malzeme kullanılmasına ve yöresel mimarinin dikkate alınmasına ilişkin zorunluluk getirmeye yetkilidir." hükmüne yer verilerek, inşa edilecek yapılarda yöresel mimarinin ne şekilde teşekkül edeceğine ilişkin kuralların, mevzuata uygun olarak sistematik bir biçimde öncelikle meclis kararı ile belirlenmesi gerektiğinin ortaya konulduğu,
Fıkranın devamında ise meclis tarafından kabul edilen bu kuralların, uygulama aşamasında ne şekilde hayata geçirileceğinin tariflendiği, bu durumda "mimari estetik komisyonları"nın görevi de tanımlanmakta olduğundan, davacının "görev tanımının belirsizliği" yönündeki itirazının kabulüne olanak bulunmadığı,
Dava konusu edilen Yönetmelik hükmü ile özgün mimarinin korunmasını sağlama ödevi yüklenen ilgili idarelere, kendi meclislerince belirlenecek kuralların ne şekilde hayata geçirileceği hususunda bilinçli bir şekilde takdir hakkının tanındığı,
Öte yandan, uyuşmazlık konusu "mimari estetik komisyonları"nın kaç üyeden oluşacağı ve karar nisabının belirtilmemesi bir eksiklik olarak değerlendirilebilir ise de; Yönetmelik'te 08/09/2013 tarihinde yapılan değişiklikle, mimari estetik komisyonlarının "beş uzmandan teşkil edeceği, salt çoğunlukla toplanacağı, kararların oyçokluğu ile alınacağı, Komisyonun gündeminin ilgili idarece belirleneceği ve nihayet Komisyon başkanının ilgili idare tarafından atanacağı" şeklinde komisyonların oluşumuna ve karar nisabına yönelik düzenleme getirildiğinden, söz konusu eksikliğin giderildiği,
Bu durumda, "mimari estetik komisyonları"nın oluşumuna ilişkin hükümlerde hukuka aykırılık bulunmadığı,
İkinci itiraza yönelik olarak
Dava konusu edilen Yönetmelik değişikliğinin son iki cümlesinde; “Mimari estetik komisyonları aynı zamanda mimarlık eser ve projelerinin özgün fikir ifade edip etmediğine karar verir. Bu komisyon tarafından özgün fikir ifade etmediğine karar verilen mimarlık eser ve projelerinin değişikliklerinin ilk müellif dışında farklı bir müellif tarafından hazırlanması halinde bütün sorumluluk değişiklik projesini yaptıranlar ve projeyi hazırlayanlarda olmak üzere idarelerce ayrıca ilk müellifin görüşü aranmaz." ifadesindeki “müellif görüşü aranmaması” durumunun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na açıkça aykırı olduğu, imar planlarının, mimari projelerin ya da konuyla ilgili her türlü ilmi çalışmanın “eser” sayılacağının anılan Kanun'da belirtildiği, dava konusu düzenleme ile özgün mimari eserlerde müellifin söz hakkının ortadan kaldırıldığı ileri sürülerek Yönetmelik hükmüne itiraz edildiği,
Dava konusu Yönetmelik hükmünün, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasının yürürlükteki (j) bendi ile uyumlu olduğu ve bu bendin Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla iptali istemiyle yapılan başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesinin 04/12/2014 tarih ve E:2013/114, K:2014/184 sayılı kararı ile (j) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verildiği,
Bu durumda, Yönetmelik hükmünün bu kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı,
2- Dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesi ile değiştirilen PATİY'in 27. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde geçen "mimari estetik kurulları yetkilidir." ibaresinin iptali istemi yönünden;
PATİY'in 27. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yapılan değişiklikle, imar planında aksi yönde bir sınırlama bulunmamasına bağlı olarak, imar planı ile tespit edilen yöresel özellikler dikkate alınarak 40 metreden daha fazla cephe uzunluğunun belirlenmesi hususunda "mimari estetik kurulları" na yetki verildiği, ancak bu yetkinin en fazla uzunluk gösterilmek suretiyle kısıtlanmadığı ,
Halbuki hangi mekansal alanda uygulama yapılırsa yapılsın, inşa edilen yapıların cephe uzunluklarının, manzara, rüzgar, güneşlenme vb. imkanları bakımından, arka cephede kalan imar parsellerine hatta tescilsiz kamusal alanlara az veya çok olumsuz etkisinin bulunacağı,
Yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkisi bulunan bu olumsuzluğun kabul edilemez aşamaya gelmemesi adına, mimari estetik kurulları tarafından arttırılabilecek en fazla bina cephe uzunluğunun da bu Yönetmelikle belirlenmesinin zorunlu olduğu,
Öte yandan, cephe uzunluklarının sözü edilen olumsuz etkilerinin, inşa edilen yapının yüksekliği ile bağlı olarak, çarpan etkisiyle daha da artması kaçınılmaz olduğundan, mimari estetik kurulları tarafından artırılmasına imkan verilen en fazla cephe uzunluğunun, büyüyen cephe uzunluğu ile bina yüksekliği arasında bir korelasyon çerçevesinde ihdas edilmesi gerektiği,
Bu durumda, dava konusu edilen Yönetmelik maddesinin bu kısmında, hem mimari estetik kurulları tarafından arttırılabilecek bina cephe uzunluğu üst sınırın, hem de cephe uzunluğu ile bina yüksekliği ilişkisinin tanımlanmamış olması nedeniyle şehircilik ilkelerine uyarlık bulunmadığı,
3- Dava konusu Yönetmeliğin 30. maddesi ile değiştirilen PATİY'in 34. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde geçen "mimari estetik kurulu kararı alınarak" ibaresinin iptali istemi yönünden;
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi ile PATİY'in 10. maddesinin birinci fıkrasında yer alan mevzuat düzenlemelerinde, ilgili idarelerin, yapıların estetiği, rengi, çatı ve cephe kaplaması, yapıların inşasında yöresel malzeme kullanımı ve yöresel mimarinin dikkate alınmasına yönelik kurallar getirmeye yetkili kılındığı, diğer bir deyişle, özgün mimarinin korunması hususunda ilgili idarelere ödev yüklendiği ve bu amaçla kurulan mimari estetik komisyonlarının yetkisinin, bu hususlara yönelik getirilen kuralların uygulanmasına ilişkin olduğu,
Dava konusu Yönetmeliğin 30. maddesi ile değiştirilen PATİY'in 34. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesindeki "mimari estetik kurulu kararı alınarak" ibaresi ile getirilen düzenlemede ise, mimari estetik kurullarının, uygulama imar planında belirlenmemiş ise binalara saçak yapılıp yapılmayacağı ve yapılacak saçakların genişliğine ilişkin karar almaya yetkili kılındığı,
Bina saçakları, yapının çatısı ve cephesinin bir parçası olduğundan, bunun belirlenmesi hususunun yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca mimari estetik kurullarına verilen yetki kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
Bu itibarla, mimari estetik kurullarının, binalara saçak yapılıp yapılmayacağı ve yapılacak saçakların genişliğinin belirlenmesine yönelik karar alma yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, bu yönde düzenleme getiren dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık görülmediği,
4- Dava konusu Yönetmeliğin 42. maddesinin PATİY'in 57. maddesinin ondördüncü fıkrasının son cümlesinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin kısmının iptali istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 42. maddesi ile, PATİY'in 57. maddesinin ondördüncü fıkrasında yer alan "İdare, projeleri incelerken 5/12/1951 tarih ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygunluğu da gözetir." şeklindeki son cümlenin yürürlükten kaldırıldığı,
Yürürlükte olan bir kanun her gerçek ve tüzel kişilik için bağlayıcı olup kanuna uygun hareket etme noktasında Yönetmelikte ayrıca bir hükme yer verilmesine gerek bulunmadığından, ayrıca değiştirilen hali ile Yönetmelik eliyle getirilen hiçbir detay içeriği ve düzenlemeyi barındırmayan uyuşmazlık konusu cümlenin yürürlükten kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Kaldı ki, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun gereklerinin imar hukuku bağlamında yerine getirilmesi adına, 3194 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi doğrultusunda PATİY'in 10. maddesinin birinci fıkrası ile özel olarak ve detaylı düzenlemelere yer verildiği, dava konusu cümlenin kaldırılmasında bu yönüyle de imar mevzuatına aykırılık bulunmadığı,
gerekçeleriyle, dava konusu Yönetmeliğin; 24. maddesinin ikinci cümlesindeki "mimari estetik kurulları yetkilidir" ibaresinin iptaline, dava konusu diğer düzenlemeleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Daire kararında değinilen bilirkişi raporuna aykırı karar verildiği, ileri sürülen hukuka aykırılık sebeplerinden hiçbirinin değerlendirilmediği, dava konusu düzenlemelerin belirsizlik içerdiği, ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğu, dava konusu Yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihte 3194 sayılı Kanun'da dayanak niteliğinde bir düzenlemenin bulunmadığı, hukuka uygunluk denetiminin davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre yapılması gerekirken sonradan yapılan yasal düzenleme dayanak alınmak suretiyle yapıldığı, kararda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararının da uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, eser sahibi olmak ve eser sahiplerine tanınan haklardan faydalanabilmenin estetik kurullarının kararı ve tescil şartına bağlanamayacağı, 3194 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğundan itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması ve Daire kararının davanın reddine ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Dairece iptaline karar verilen Yönetmelik düzenlemesinin ancak uygulama imar planında aksine bir açıklama bulunmadığı takdirde uygulanabileceği, kaldı ki 03/07/2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nde bina cephe uzunluğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediğinden davanın bu kısmının konusuz kaldığı, ayrıca harçtan muaf olan idarelerinin harç ödemekle sorumlu tutulmasının da hukuka aykırı olduğu, bu nedenle Daire kararının iptale ilişkin kısmı ile yargılama giderleri yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın davanın reddine yönelik kısımlarının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup; davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının davanın reddine ilişkin kısımlarının onanması, iptale ilişkin kısmının ise gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği 02/11/1985 tarih ve 18916 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmelik'te, 01/06/2013 tarih ve 28664 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişiklik yapılmış, söz konusu değişikliğin çeşitli maddelerinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
03/07/2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 70. maddesi ile 02/11/1985 tarih ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, 01/10/2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanun'un, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlendiği; 2. maddesinde, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıların bu Kanun hükümlerine tabi olduğu; 3. maddesinde, herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılmasının mümkün olmadığı; 5. maddesinin son fıkrasında, bu Kanun'da adı geçen diğer tanımların Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun'un Yönetmelik başlıklı 44. maddesinin I) fıkrasının (f) bendi, imar planı yapımı ve değişiklikleriyle ilgili kriterlerin tespiti ve imarla ilgili diğer hususların; (b) bendi, imar planlarında okul, ibadet yeri, sağlık, spor, sosyal ve kültürel tesisler ile kamu kuruluşlarının yapıları için ayrılacak yerler ve bu konu ile ilgili diğer hususların; (i) bendi de, yerleşme alanlarıyla ilgili genel esasların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi gerektiği kuralını öngörmektedir.
Ayrıca, 3194 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasında; “2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” kuralı yer almaktadır.
Öte yandan, dava konusu değişiklik tarihinde yürürlükte bulunan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 37. maddesinin birinci fıkrasına göre, mevzuatta Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yapılmış olan atıflar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yapılmış sayıldığından, 3194 sayılı Kanun'da Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilen görevlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri olarak kabulü gerekmektedir.
Yine, 644 sayılı KHK’nın 2. maddesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri, 12. maddesinde ise Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün görevleri düzenlenmiştir. 2. maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle, “Yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair imar, çevre, yapı ve yapım mevzuatını hazırlamak”; 648 sayılı KHK’nın 1. maddesiyle değişik ç) bendiyle de: “Her tür ve ölçekteki fiziki planlara ve bunların uygulanmasına yönelik temel ilke, strateji ve standartları belirlemek” Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri arasında sayılırken, KHK'nın 12. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (k) bentleriyle “Yerleşme ve yapılaşmaya yönelik mimarlık, mühendislik, müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerine ilişkin düzenlemeleri yapmak, uygulamaları denetlemek ve izlemek” ve “Gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine ait her türlü yapılar ile ilgili genel ilkeleri, stratejileri ve standartları belirlemek ve uygulanmasını sağlamak” ile "Konut politikalarının belirlenmesine yönelik çalışmalarda bulunmak, belirlenmiş politika, plan ve stratejilere göre uygulamayı temin ve sonuçlarını takip etmek." Bakanlığın hizmet birimlerinden olan Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan temyize konu Danıştay Altıncı Dairesi kararının davanın reddine yönelik kısımları, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu Daire kararının, dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesinin ikinci cümlesindeki "mimari estetik kurulları yetkilidir" ibaresinin iptaline ilişkin kısmına gelince;
01/06/2013 tarih ve 28664 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 24. maddesi ile değiştirilen Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 27. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki "mimari estetik kurulları yetkilidir." ibaresinin iptali istenilmiştir.
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 27. maddesinde "Ayrık yapı nizamına tabi olan yerlerde yapılacak yapıların Max. bina cephesi (30.00) mt.'dir. İkili veya üçlü blok yapılması gereken yerlerde, daha uygun çözüm yolları bulmak maksadı ile bir kaç dar parseli birlikte mütalâa ederek o yer için tesbit edilen yapı karakterine uyacak bir tertipten uzaklaşmamak üzere bina cepheleri toplamı (30.00) mt. olan ikili veya üçlü bloklar teşkil etmeye belediye yetkilidir. Blok yapı nizamına tabi olan yerlerde ise azami blok boyu (50.00) mt.'dir." hükmüne yer verilmiş iken, dava konusu düzenleme ile anılan madde;
"Ayrık yapı nizamına tabi olan yerlerde veya bir parselde olup blok yapı nizamına tabi olan yerlerde yapılacak yapıların bina cephesi en fazla (40.00) mt.'dir. Ancak imar planında aksine bir hüküm bulunmuyorsa 40 metreden daha fazla cephe uzunluğu yapılabilmesine ilişkin karar almaya o yer için uygulama imar planı ile tespit edilen yapı karakteri, mevcut doku ile uyumu ve cephe kütle etkisi de dikkate alınarak mimari estetik kurulları yetkilidir. Bu yapılarda gereken mesafelerde ve yerlerde ilgili mevzuatına göre dilatasyon yapılması ve özel önlem alınması zorunludur. İkili, üçlü, dörtlü veya beşli blok yapılması gereken yerlerde, daha uygun çözüm yolları bulmak maksadı ile birkaç dar parseli birlikte mütalâa ederek o yer için tespit edilen yapı karakterine uyacak bir tertipten uzaklaşmamak üzere bina cepheleri toplamı (75,00) mt. olan bu blokları teşkil etmeye ilgili idare yetkilidir. Blokların birden fazla parseli kapsadığı hallerde parsellerin sınırlarında dilatasyon yapılması zorunludur." şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişikle, imar planında aksi yönde bir sınırlama bulunmamasına bağlı olarak, imar planı ile tespit edilen yöresel özellikler dikkate alınarak 40 metreden daha fazla cephe uzunluğunun belirlenmesi hususunda "mimari estetik kurulları"na yetki verildiği anlaşılmaktadır.
Dairenin E:2013/6220 sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, Yönetmelik değişikliğinde yer alan “...Ancak imar planında aksine bir hüküm bulunmuyorsa 40 metreden daha fazla cephe uzunluğu yapılabilmesine ilişkin karar almaya o yer için uygulama imar planı ile tespit edilen yapı karakteri, mevcut doku ile uyumu ve cephe kütle etkisi de dikkate alınarak mimari estetik kurulları yetkilidir.” hükmünde herhangi bir sınır belirlenmediği, raporda sunulan dünya örneklerinde boyu dönerek çok uzayabilen yapıların inşa edildiğinin görüldüğü, Türkiye’de ise uygulama imar planına uygun olarak imar adası ve parselleri oluşturulup inşaatların parseller içinde yapılması en yaygın uygulama olduğundan, özellikle bir imar adasının manzara avantajı olan veya hakim rüzgarın esme yönünde bulunan parsellerin birleştirilerek arka cephede kalanların manzara avantajını veya rüzgarını kesen uzun binaların inşa edilmesi halinde, arka cephedeki parseller üzerinde yer alan binalarda oturanların yaşam kalitesi, önceden öngörülmeyen şekilde olumsuz olarak etkileneceği şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesince, dava konusu edilen Yönetmelik maddesinin bu kısmında, hem mimari estetik kurulları tarafından arttırılabilecek bina cephe uzunluğu üst sınırın, hem de cephe uzunluğu ile bina yüksekliği ilişkisinin tanımlanmamış olmasının şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu ibarenin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde, "İlgili idareler, Bakanlıkça belirlenen esaslara göre mimari estetik komisyonu kurar. Komisyon, yapıların ve onaylı mimari projelerinin özgün fikir ifade edip etmediğine karar vermeye yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 10. maddesinde ise "İlgili İdare, meclis kararı alarak uygun gördüğü yerlerde yapıların estetiği, rengi, çatı ve cephe kaplaması ile ilgili kurallar getirmeye, yapıların inşasında yöresel malzeme kullanılmasına ve yöresel mimarinin dikkate alınmasına ilişkin zorunluluk getirmeye yetkilidir. Mevzuat gereği büyükşehir belediyelerine verilen yetkiler saklıdır. İlgili idareler bu amaçla ilgili kamu kuruluşlarının da katılımıyla, uzmanlardan oluşan mimari estetik komisyonları kurabilirler. Bu kapsamdaki yapılara proje hazırlama ve ruhsat düzenleme işlemleri komisyon kararına uygun olarak yürütülür." kuralı yer almıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleriyle, ilgili idareler yapıların estetiği, rengi, çatı ve cephe kaplaması, yapıların inşasında yöresel malzeme kullanımı ve yöresel mimarinin dikkate alınmasına yönelik kurallar getirmeye yetkili kılınmış, diğer bir deyişle, özgün mimarinin korunması hususunda ilgili idarelere ödev yüklenmiştir. Dolayısıyla, bu amaçla kurulan mimari estetik komisyonlarının/kurullarının yetkisinin de sadece bu hususlara yönelik getirilen kuralların uygulanmasına ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesi ile değiştirilen PATİY'in 27. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile getirilen düzenlemede ise, mimari estetik komisyonları, imar planında aksine bir hüküm bulunmuyorsa 40 metreden daha fazla cephe uzunluğu yapılabilmesine ilişkin karar almaya yetkili kılınmış olup, cephe uzunluğu belirlenmesi hususunun yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca mimari estetik kurullarına verilen yetki kapsamında değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı açıktır.
Bu itibarla, mimari estetik kurullarının cephe uzunluğu belirlenmesine yönelik yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, aksi yönde düzenleme getiren uyuşmazlık konusu ibarede bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmamakta olup, Daire kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE;
2. Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 16/10/2018 tarih ve E:2013/5459, K:2018/7872 sayılı kararının; davanın reddine ilişkin kısımlarının ONANMASINA, dava konusu Yönetmeliğin 24. maddesinin ikinci cümlesindeki "mimari estetik kurulları yetkilidir" ibaresinin iptaline ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/11/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- 03/07/2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 70. maddesi ile 02/11/1985 tarih ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 01/10/2017 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik değişikliği yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi