
Esas No: 2016/7050
Karar No: 2018/4592
Karar Tarihi: 30.05.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/7050 Esas 2018/4592 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : 1-... 2-... vekili Avukat ...
Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/04/2008 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın maddi ve manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair verilen 03/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; müvekkil Nisan Coşkuner"in semt pazarında tekstil işi yaptığını, markette telefon görüşmesi yaptığı sırada, davalının babası olduğunu öğrendiği Ahmet Çalık tarafından rahatsız edildiğini, tartışmanın kavgaya dönüştüğünü, müvekkil Nisan Coşkuner"in Ahmet Çalık tarafından darp edildiğini, tartışma ve kavga olayının Ahmet Çalık tarafından komiser olarak görev yapan oğlu davalı ..."a bildirildiğini, davalı asılın pazar yerine geldiğini, tehdit ve hakarette bulunduktan sonra müvekkil Nisan Coşkuner"in üzerine yürüyerek yere yatmasını söylediğini, müvekkilin yere yatmaması üzerine bulunduğu uzak mesafeden hedef alarak müvekkile ateş ettiğini, müvekkilin dört yerinden yaralandığını, davalı asılın müvekkile ateş ettiği sırada kendisini engellemek isteyen diğer müvekkil ..."a da ateş ettiğini, onu bacağından ve uzuv zaafiyeti oluşacak şekilde yaraladığını belirterek, uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; müvekkilinin hedef gözeterek ve öldürme kastı ile ateş etmediğini, müvekkilinin eyleminin meşru müdafaa kapsamında bulunduğunu, davacı asıllların tam kusurlu olduklarını, davacıların maluliyet, geçici iş göremezlik süresi ve yapmış oldukları iş ve kazançlara ilişkin açıklamalarının doğru olmadığını, davacılar tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından yaralandığı sabit olan davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinde haklı oldukları gerekçesiyle maddi ve manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
./..
-2-
TBK 56. maddesi (818 sayılı BK 47) hükmüne göre bedensel zarara uğrayan, TBK 56. maddesi (BK. 49) hükmüne göre de kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Somut olayda; olay tarihi, olayların gelişim şekli, davacının tutum ve davranışları ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında, davacılar yararına hüküm altına alınan tazminat miktarı az olup daha üst düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.