15. Ceza Dairesi 2017/11124 E. , 2020/1933 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1. Dolandırıcılık suçu yönünden;
TCK"nın 157/1,62/1,52,50. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2. Özel belgede sahtecilik suçu yönünden;
TCK"nın 207/1,62/1,50,52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ve katılanın birlikte taksi şoförlüğü yapmaları nedeniyle birbirlerini tanıdıkları, katılanın olay tarihlerinde taksi kiralamak istediği, sanığın da kendisine bu konuda yardımcı olacağını beyan ederek katılandan para talep ettiği ve sanığın hayali TC numarası ile ... isminde bir şahıs yarattığı ve yine hayali olarak gerçekten var olmayan avukat ... ismi ile sözleşme hazırlayıp katılana imzalatarak bu sözleşme karşılığında ... plaka sayılı aracı kiralayacağını söylediği, araç plakalarının ise gerçekte ilgisiz başka bir kişi adına olduğu, katılandan makbuz karşılığı 9.000 TL, elden 5.000 TL olmak üzere toplam 14.000 TL alarak kayıplara karıştığı, bu şekilde sanığın sahte bir sözleşme hazırlayarak hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında mahkumiyet hükmü verilmiş ise de, iki suçun mağdurunun farklı olması nedeniyle eylemin uzlaşma kapsamında olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
2- Özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın atılı suçu işlediği yönündeki kabulde isabetsizlik görülmemiş ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18/09/2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve hakkında 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanan sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan zararın karşılanmadığı gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, dolandırıcılık suçu yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.