Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1498
Karar No: 2016/1083

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1498 Esas 2016/1083 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1498 E.  ,  2016/1083 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.11.2012 gün ve 2011/846 E., 2012/627 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 06.11.2013 gün ve 2012/19016 E., 2013/17068 K. sayılıkararı ile:
    “…Davacı Batman Çağ Sağlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 30/11/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalılardan ... ve ..."a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davacının davalılardan ... Tic. Ltd. Şti."ne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı gazetenin 29.09.2011 tarihli nüshasında ve internet sayfasında "hastanede skandal" manşeti adı altında "şehit oğlu dediler, fişi çektiler yaşadığı anlaşılınca fişi tekrar taktılar işte insana bu kadarda olmaz dedirten olay" başlığı haber yapıldığını, haberin hukuka aykırı olduğunu, kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminata hükmedilmesini ve kararın aynı gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, gerçek kişi davalılar açılan davanın husumetten reddine, diğer davalı açısından haberde davacının işletmiş olduğu hastaneye yönelik herhangi bir iddia ve ithamın bulunmadığı, haberde bu hastaneden alınarak Kayseri"deki hastaneye gittiğinin belirtildiği, haberin Doğan Haber Ajansından alındığı, yayınladıkları haberden önce başka internet sitelerinde ve gazetelerde söz konusu haberin yayınlandığını, bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalılardan ... ve ... hakkında davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Davalı şirket yönünden ise "Haber yayınlandığı tarih itibariyle güncel olup yayınlanan haberin haber değerinin bulunduğu, haber içeriği incelendiğinde davacının işletmiş olduğu hastaneye yönelik hakaret edici herhangi bir ifadenin bulunmadığı, skandalın ölüm gerçekleştiği belirtilerek ölmediği anlaşılınca tekrar yaşam ünitesine bağlandığı şeklinde söylenen sözlerin haber kaynağının farklı olması ayrıca epikriz raporlarında da beyin ölümünün gerçekleştiği, ayrıca iki kez kardiyak arrest (kalbin durması) gerçekleştiği anlaşılmakla, haber içeriğinin olay açısından doğru olduğu, haberin verilmesinde kamu yararının daha üstün olduğu, skandal kısmının tıbbi bilgisizlikten kaynaklandığı anlaşılmakla, haber içeriği yönünden davacının kişilik haklarının zedelendiğine yönelik herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, haberin verilmesinde kamu yararının daha üstün olduğu anlaşılmakla..." şeklindeki gerekçe ile davanın esastan reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu haberde "hastanede skandal", "şehit oğlu dediler, fişi çektiler yaşadığı anlaşılınca fişi tekrar taktılar" şeklindeki suçlayıcı nitelikteki ifadeler ile davacı hastanenin mevcut olmayan tıbbi bir hatanın yapıldığı kanısını uyandıracak şekilde ve töhmet altında bırakılarak toplum nazarında itibarının zedelendiği anlaşılmaktadır. Şu halde, dava konusu haber nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kabulü ile uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı …”
    Gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava basın yoluyla kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
    Bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş; davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de dosya inceleme yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmeyerek, yerel mahkemece 14.03.2014 gün 2011/846 E., 2012/627 K sayılı ek karar ile süresinde yapılmayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, sonrasında duruşma günü verilerek yargılamaya devam edilerek mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasına geçilmeden önce Yerel Mahkemece süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş olması nedeniyle, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı HMK’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 442. vd. maddeleri uyarınca karar düzeltme isteminin incelenebilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınmıştır.  
    Hemen belirtmek gerekir ki karar düzeltme, hukukumuzda istinaf yolunun bulunmadığı dönemde kabul edilmiş bulunan bir kanun yoludur. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme ile ilgili hükümlere (HUMK m.440-444) yer verilmemiştir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçiçi 3. maddesi düzenlemesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlemesi bulunduğu için HUMK"nun temyize ilişkin hükümleri (m.427-444) ile karar düzeltmeye ilişkin hükümleri (m.440-442) uygulanmaya devam edilecektir.
    Karar düzeltme Yargıtay"ın temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu kararlarına karşı tanınmış olağan bir kanun yoludur. Kanun yolu denince kural olarak, bir kararın üst mahkeme tarafından incelenmesi anlaşılır; temyiz yolunda olduğu gibi. Oysa karar düzeltme yolunda karar düzeltme talebi, bu kararı vermiş olan Yargıtay dairesinde incelenip karara bağlanır. Bu nedenle karar düzeltme yolu, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sırasında yapmış olduğu hatalardan dönmesini sağlayan, temyiz yolunun devamı niteliğinde kendine özgü bir kanun yoludur.
    Yargıtay hukuk dairesine karar düzeltme incelemesi için gelen dosyalar ilk önce, karar düzeltme talebinin süresi içinde olup olmadığı, Yargıtay kararının düzeltilmesi istenebilecek kararlardan olup olmadığı ve diğer usul eksiklikleri yönlerinden (ön) incelemeye tabi tutulur. Ön inceleme yetkisi, her halde Yargıtay"a (kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulan Hukuk Dairesine) aittir.
    Somut olayda; Sözcü Gazetesi’nde yapılan haber ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ileri sürülerek 10.000TL manevi tazminatının tahsiline karar verilmesi istenilmiş olup; davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuştur. Bozma kararı 06.02.2014 tarihinde davalılar vekili ...’a tebliğ edilmiş, davalılar vekili 10.03.2014 tarihinde verdiği dilekçe ile karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yerel Mahkemece; karar düzeltme isteminin süresinde yapılmadığından bahisle karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Görüldüğü üzere, Yerel Mahkemece karar düzeltme aşamasında ilgili dilekçenin reddine karar verildiği ve karar düzeltme yolunun usulüne uygun bir şekilde kullandırılmadığı açıktır. Davalı tarafça yasaya uygun olarak başvurulan bir kanun yolunun kullandırılmamış olması 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde (Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 73. maddesinde) düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına, buradan hareketle Anayasa’nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkına aykırıdır.
    Hal böyle olunca, HUMK"nun 440 ve devamı maddelerinde belirtilen kanun yolu tamamlanmadan direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı kaldırılarak, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiş; bu nedenle temyiz itirazları bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin 07.05.2014 gün ve 2014/115 E., 2014/254 K. sayılı direnme kararının KALDIRILMASINA, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 23.11.2016 gününde yapılan oylamada oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi