Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8964
Karar No: 2020/1761

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8964 Esas 2020/1761 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2017/8964 E.  ,  2020/1761 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü 115 ada 2, 118 ada 7, 136 ada 2 ve 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar, sırasıyla 22.118,78 m², 4.228,09 m², 17.038,57 m² ve 23.099,73 m² yüzölçümlü olarak tarla vasfıyla davalı ... ve arkadaşları adına, 136 ada 11 parsel sayılı 1467,65 m² yüzölçümlü taşınmaz, tarla olarak birleştirilen dosya davalısı ... (ölü) adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... (ölü) 23/07/2007 havale tarihli dilekçesi ile 115 ada 2, 136 ada 2, 118 ada 7 ve 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazların zeminde, kendisi ve davalılar tarafından fiilen ayrılarak kullanıldığı iddiasıyla, taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile zeminde herkesin kullandığı yerlerin ayrı parsel numaraları verilerek adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından, 137 ada 6, 136 ada 2 ve 11 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak, taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle açılan dava dosyasının bu dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece, davacı ve birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetiminin davalarının kısmen kabul kısmen reddine, 115 ada 2 sayılı parselin kadastro komisyon tespitinin iptali ile taşınmazın, 08.08.2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve ekinde sundukları krokide (K) harfi ile gösterilen 7994.44 m²"lik kısmının ayrı bir parsel numarası ile tutanaktaki vasfı esas alınarak ... mirasçıları ... ve arkadaşları adına verasete iştirak hükümleri uyarınca, (L) harfi ile gösterilen 6697.62 m²"lik kısmının, ayrı bir parsel numarası ile tutanaktaki vasfı esas alınarak ... adına; (M) harfi ile gösterilen 7426.72 m²"lik kısmının, ayrı bir parsel sayısı ile tutanaktaki vasfı esas alınarak ... mirasçıları ... ve arkadaşları adına verasete iştirak hükümleri uyarınca; 136 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon tespitlerinin iptali ile taşınmazın, (D) harfi ile gösterilen 5974.39 m²"lik kısmının ayrı bir parsel sayısı verilmek suretiyle tutanaktaki vasfı esas alınarak ... adına, (E) harfi ile gösterilen 3228.87 m2"lik kısmının, ayrı bir parsel sayısı ile tutanaktaki vasfı esas alınarak ... mirasçıları ... ve arkadaşları adına verasete iştirak hükümleri uyarınca, (F) harfi ile gösterilen 7835.31 m²"lik kısmının ayrı bir parsel sayısı ile tutanaktaki vasfı esas alınarak ... mirasçıları ... ve arkadaşları adına verasete iştirak hükümleri
    uyarınca tapuya kayıt ve tescillerine, 118 ada 7 ve 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyon tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline 136 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tutanaktaki vasıf ve yüzölçümü esas alınarak tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Hüküm, dahili davacı-bir.dosya davalısı ... ve davalı ... tarafından, çekişmeli 118 ada 7 ve 137 ada 6 sayılı parsellere Orman Yönetimi vekili tarafından ise 136 ada 2 ve 11 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.06.2016 tarih 2016/3377 E. - 7544 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "1- Dahili davacı-bir.dosya davalısı ... ve davalı ..."un 137 ada 6 sayılı parsele yönelik ve birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetiminin 136 ada 2 ve 11 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden: mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Orman Yönetimince, kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açıldığına göre sorunun kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenmesi gerekirken, mahkemece bu husus gözardı edilerek çekişmeli taşınmazların eski tarihli memleket haritalarındaki konumu dikkate alınarak hüküm kurulmuş olduğu görülmüştür.
    Eksik araştırma ve inceleme ve yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporları ile hüküm kurulamaz.
    Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli 137 ada 6, 136 ada 2 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar ve çevresine ait orijinal kadastro paftasının getirtilmesi, yörede yapılan ilk orman tahdidi, ve sonrasında yapılan tahdit, aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneklerinin, çekişmeli taşınmazlar ve çevresini gösterir orijinal kadastro paftası getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    2- Dahili davacı-bir.dosya davalısı ... ve davalı ..."un 118 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    "Taleple Bağlılık" ilkesi başlığını taşıyan 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda, birleştirilen dosya davacısı, Orman Yönetimi 137 ada 6, 136 ada 2 ve 136 ada 11 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak dava açmış ve bu istemini yargılama sırasında değiştirmeden devam ettirmiştir. Mahkemece, davacının talebi aşılarak Orman Yönetimince dava konusu yapılmayan 118 ada 7 sayılı parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi HMK’nın 26. maddesi hükmüne aykırıdır.” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda
    1) Davacının ve birleştirilen dosyalar davacısının davasının reddine,
    2) ... ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tutanaktaki vasıf ve yüzölçümü esas alınmak üzere tespit gibi tesciline,
    3) ... ili, ... ilçesi, ... köyü 136 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tutanaktaki vasıf ve yüzölçümü esas alınmak üzere tespit gibi tesciline,
    4) ... ili, ... ilçesi, ... köyü 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tutanaktaki vasıf ve yüzölçümü esas alınmak üzere tespit gibi tesciline,
    5) ... ili, ... ilçesi, ... köyü 136 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tutanaktaki vasıf ve yüzölçümü esas alınmak üzere tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
    Yörede, 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1982 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2. madde çalışması, 2896 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 21/10/1985 tarihinde ilân edilen, evvelce sınırlaması yapılmayan yerlerin orman kadastrosu ve 2/B madde çalışması, 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 2014 yılında yapılan 2/B madde uygulaması ve 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22/06/2007-24/07/2007 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;
    Medeni yargılama hukukunda dava açılıp karar verilinceye kadar, davaya bakan mahkeme ve yargılamanın tarafları belli usul işlemleri yaparlar. Her usul işleminin belli bir zaman aralığında yapılması gereklidir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Medeni usul hukukunda süreler genel olarak yargılamanın gecikmesini önlemek için bulunmaktadır.
    Medeni usul hukukunda süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir (HMK m. 90/1). Ancak hakime verilen bu yetki sınırsız olmayıp, hâkim süreyi tespit ederken somut olayın özelliklerini dikkate almalıdır.
    Hâkim, tarafa kesin süre verirken bu sürenin ara kararda belirtilen ve taraftan yapması beklenen işler için yeterli olmasına dikkat etmelidir.Hakim, kesin sürenin miktarını belirlerken ne gereğinden az belirlemeli ne de gereğinden fazla belirlemelidir. Zira, gereğinden az verilen bir süre tarafın hak kaybına uğramasına; gereğinden fazla verilen süre yargılamanın uzamasına neden olabilir.
    Taraf usul işlemlerinin süreye bağlanmasının amaçları, adaletin makul bir sürede tesis edilmesi, mahkemelerin aynı iş ile uzun süre meşgul olmasının engellenmesi ve keyfiliğin önüne geçme isteği şeklinde özetlenebilir. Ayrıca bu yolla yargılamanın makul sürede tamamlanarak adil yargılanma hakkının teminine katkı sağlanır. Ara karar ile tarafa kesin süre veren hâkim, sürenin miktarını gereğinden fazla belirlemeyerek, taraf usul işlemlerinin süreye bağlanması amaçlarının gerçekleşmesine ve adil yargılanma hakkının tesisine katkı sağlar. Hâkim kesin sürenin miktarını belirlerken gereğinden az olmamasına da dikkat etmelidir. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı düşünülürse (HMK m. 94/3); hâkimin belirleyeceği kesin sürenin miktarı o işlemin
    yapılabilmesi için yeterli olmalıdır. Yapılan açıklama çerçevesinde somut olayda hakim 1. celsede keşif gideri olarak belirlenen ücretin yatırılması için 20 gün olarak tarafları hak kaybına uğratacak şekilde kısa bir süre verilmesi doğru değildir. Ayrıca bu süre içinde keşif giderinin yatırılmaması halinde bu delilden vazgeçmiş sayılacağı hususunda taraflara ihtarlı tebligat yapılması yönünde ara karar verilmesine rağmen dosya kapsamından anlaşıldığı kadarıyla bu ara kararda yerine getirilmemiştir.
    O halde, taraflara tekrar süre verilmeli tarafların tüm delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde uygulama yapılmadan yetersiz süre verilerek mevcut delil durumuna göre karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi