23. Hukuk Dairesi 2015/9022 E. , 2018/2033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan ... aleyhine müvekkili banka tarafından ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6983 E. 2014/6986, 2014/6980 ve 2014/6984 E. sayılı icra takibi açıldığını, davalının borçlarını ödememek, sürüncemede bırakmak amacıyla diğer davalı ... ile muvazalı bir şekilde borçlandırma oluşturup kendisi hakkında ... 3. İcra Müdürlüğünün 2014/2326 E. sayılı icra takibi başlattırarak maaşına haciz koydurduğunu, bu nedenle ... 3. İcra Maüdürlüğü’nün 2014/2326 E. sayılı icra dosyasının sırasının iptali ile müvekkili bankaya ait dosyaların sıraya alınmasına ve karar tarihinden itibaren haciz kesintilerinin bu sıraya göre ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ..., diğer davalı ...’nun arkadaşı olduğunu ve ondan borç alırken uzun süreli senet imzaladığını, borcunu ödeyemeyeince davalı ismailin takip başlattığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı, ..., davalı ...’un arkadaşı olduğunu kendinden 35.000 TL borç istemesi üzerine kendisine verdiğini ve aralarında senet düzenlediklerini, yakın arkadaşı olduğundan hemen takibe koymadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ispat yükünün davalı tarafta olduğu, taraflarca her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, İcra dosyasının incelenmesinde ise icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlu ..."in maaşına haciz konmasına muvafakat ettiği, alacaklı İsmail"inde aynı gün haciz konması talebinde bulunduğu, maaş haczi dışında başka herhangi bir haciz işleminin yapılmadığı, davalı alacaklının diğer davalıdan alacaklı olduğunu birbirine doğrulayan ve takipten önce düzenleşmiş delillerle ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, muvazaa nedenine dayalı olarak sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İİK"nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK"nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğünce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında, İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK"nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine İl Müftülüğü’nce bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamayı İİK"nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemenin, İl Müftülüğü’nce yapılan bu sıralamanın İİK"nın 140/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü"nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul ederek aynı Kanun"un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK"da da belirlendiği gibi, HMK"nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK"nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re"sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK"nın 19.(818 sayılı BK"nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.