Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/324
Karar No: 2020/4458
Karar Tarihi: 16.09.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/324 Esas 2020/4458 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalının rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, kazaya neden olan kusur oranlarını bilirkişi incelemesiyle belirleyip, tazminatın hangi tarafın sorumluluğunda olduğuna karar vermelidir. İşverenler iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ve kazaların nedenleri ayrıntılı olarak incelenmelidir. Mahkeme kararı, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılmıştır ve usul ve yasaya aykırıdır. Kanun maddeleri: 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddeleri.
10. Hukuk Dairesi         2020/324 E.  ,  2020/4458 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dava, 30.12.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %39 oranında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle oluşan kurum zararının rücuan tazmini istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
    Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Eldeki davada, mahkemece verilen 14.05.2015 tarihli karar, Dairemizin 27.11.2017 günlü ve 2015/22153 Esas 2017/8305 Karar sayılı ilamı ile “...Mahkeme tarafından ayrı bir kusur raporu alınmadan sigortalının işverene karşı açtığı ve henüz kesinleşmemiş tazminat dosyasındaki kusur raporunun hükme esas alındığı,bu kusur raporuna göre, dava dışı asıl işveren olarak nitelenen ... Yapı Ltd. Şti.’nin %80 oranında, kazalının işvereni ve alt işveren davalı ... Müh. Ltd. Şti.’nin %20 oranında kusurlu oldukları kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla Mahkemece kusur oran ve aidiyetleri iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve iş güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan tazminat dosyasındaki kusur raporu da gözetilmek suretiyle mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde kusur raporu aldırılmak suretiyle maddi oluşa ve kanuna uygun olarak belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.”denilmek suretiyle bozulmuştur.
    Dava dışı ... Yapı İnş. Ltd. Şti.’nin alt işvereni davalı şirkette demirci olarak çalışan sigortalının yine aynı şirket sigortalısı ...’nun şantiyede açık alanda daire testere ile kalıp tahtası keserken bu esnada fırlayan bir tahta parçasının o esnada yanından geçen sigortalının sol gözüne isabet etmesi nedeniyle kazaya uğraması dikkate alındığında belirlenen ve mahkemece bozma sonrası alınan kusur raporuna göre kabul edilen davalı alt işveren ... Müh.ve Mim. İnş. Malz. Ltd. Şti.’ne %80, dava dışı asıl işveren ... Yapı İnş. Ltd. Şti.’ne %20 oranındaki kusur ile sigortalıya atfedilecek bir kusurun bulunmaması şeklindeki kusur oran ve aidiyetleri maddi olguya uygun görülmemiştir.
    Söz konusu kaza nedeniyle Kurum tarafından düzenlenen inceleme raporunda da kazalının %30 oranında kusurlu görüldüğü anlaşılmakla, buna göre kazanın oluşumunda daire testereyi kullanan dava dışı sigortalı ile kazalı sigortalının olayın meydana gelmesine, testerenin koruyucusuz kullanılması, yakın mesafeden geçme vb. gibi somut davranışlarıyla sebebiyet verip vermediklerinin ve bu nedenle kusurlarının olup olmadığı hususu her iki sigortalının da beyanı alınmak suretiyle irdelenmeli, buna göre iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve iş güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan tazminat dosyasındaki kusur raporu da gözetilmek suretiyle mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde kusur raporu aldırılmak suretiyle maddi oluşa ve kanuna uygun olarak belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi