13. Hukuk Dairesi 2015/40555 E. , 2018/4296 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine göre .... İlçesi 1015 ada 7 parselde yapılacak binadan B blok 16. Kat batı cephe 2 oda 1 salon tipi dairenin satın alındığını, sözleşmeye göre 50.000-TL"nin peşin olarak ödendiğini, kalan kısım için 09.10.2012 tanzim tarihli olmak üzere her ayın 22. gününe vadeli 1.300-TL bedelli 50 adet bono ve 30.12.2013 vadeli 20.000-TL bedelli 1 adet olmak üzere 51 adet bono düzenlendiğini, 22 Ekim 2012 tarihinde aylık ödemelere başladığını, en son Kasım 2013 dönemindeki bono ile birlikte 14 adet bonoyu ödediğni, taşınmazı satın aldığı sırada inşaatın temel seviyesinde olduğu, yaklaşık 15 ay geçtiği halde halen aynı aşamada kaldığı, yapılan araştırmada 5 kat inşaat izni olduğunu öğrendiğini, oysa vaad edilen taşınmazın 16. katta olduğunu, davalının vaadini gerçekleştirmesinin mümkün bulunmadığı, bu suretle bu zamana kadar davalıya yaptığı ödemelerin fiili ödeme tarihinden başlayarak yasal faizi ile birlikte iadesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin sağlanması, ödemeler bonoya bağlandığından dolayı ödenmemiş olan 37 adet bononun 3.şahıslara ciro, temlik edilmemesi, ödemelerin durdurulması ve bonoların tarafına iadesi amacıyla bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu bildirilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle feshine, ödemeler bonoya bağlandığından dolayı sözleşme nedeniyle verilen ve ödenmemiş olan 37 adet bononun 3.şahıslara ciro, temlik edilmemesi ve ödemelerin tedbiren durdurulmasına, doğmuş ve doğacak tüm talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, davalıya yapılan ödemelerin her biri fiili ödeme tarihinden başlayarak yasal faiz ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu sözleşmenin feshine, davacı tarafından davalı şirkete ödenmiş olan 68.200-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça tarafına iadesine karar verilmesi gereken bonolarla ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, davacı sözleşmenin hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle feshini, bu zamana kadar davalıya yaptığı ödemelerin fiili ödeme tarihinden başlayarak yasal faizi ile birlikte iadesini ve ödemeler bonoya bağlandığından dolayı ödenmemiş olan 37 adet bononun 3.şahıslara ciro, temlik edilmemesi, ödemelerin durdurulması ve bonoların tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, gerekçede sözleşme uyarınca belirlenen tarihte taşınmazın teslim edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının sözleşmenin feshinde haklı olup, ödediği bedeli talep edebileceği belirtilmiştir. Ancak davacının ödediği bedel yanında davalıya teslim ettiği ve sözleşmenin feshi ile birlikte tarafına iadesini talep ettiği 37 adet bonoyla ilgili olarak gerekçede bir açıklamada bulunulmadığı gibi hüküm fıkrasında da davacının bu talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu durumda, taleplerin tümü hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.