16. Hukuk Dairesi 2016/6259 E. , 2019/1750 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ....Mahallesi çalışma alanında bulunan 115 ada 21 parsel sayılı 6141 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş; ....Paşa Mahallesi 118 ada 78 parsel sayılı 2.220,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle (... oğlu) ... adına; .... Paşa Mahallesi 123 ada 5 ve 165 ada 8, 171 ada 14 parsel sayılı 8.114,28 801,41 ve 2.919,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar aynı nedenle (... oğlu) ... adına; 164 ada 25 parsel sayılı 8.011,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz (.... oğlu) ... adına; 216 ada 9 parsel sayılı 2.380,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle (...oğlu) .... adına; 222 ada 6 parsel sayılı 4.604,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ırsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı ve vergi kaydı nedeniyle .... adına; 222 ada 19 parsel sayılı 6.814,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... adına ( asliye hukuk mahkemesinde dava konusu oldukları gözden kaçırılarak) tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... tarafından, davalılar ... oğulları ....-... ile Hazine ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan men"i müdahale ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 115 ada 21 parsel, 164 ada 25 parsel, 222 ada 19 parsel, 222 ada 6 parsel, 216 ada 9 parsel, 171 ada 14 parsel, 165 ada 8 parsel, 123 ada 5 parsel ve 118 ada 78 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Ömer ve ... ile davalı ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
1- Çekişmeli 216 ada 9, 222 ada 6 ve 19 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sözü edilen dava konusu taşınmazlar, kadastro tespitinden önce haklarında asliye hukuk mahkemesinde açılmış derdest dava bulunduğu halde, bu husus gözden kaçırılarak sırasıyla dava dışı ... adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Bu taşınmazlar hakkındaki dava Kadastro Mahkemesine aktarılmasına rağmen tapuda hak sahibi olarak görünen bu kişiler davaya dahil edilmeden yargılama yapılıp, aleyhlerine olacak şekilde hüküm kurulmuştur. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemez. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle taşınmazda hak sahibi görünen ancak davada taraf olmayan ... adlarına dava dilekçesi ile duruşma gününü bildirir davetiye 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek davada taraf teşkili sağlanmalı oluşturulmalı, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda ve aktarılan dava nedeniyle taşınmazın malik hanesinin hukuken açık olduğu göz önüne alınmak suretiyle 3402 sayılı Kanun"un 30. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenmek üzere inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususların göz ardı edilmesi isabetsiz olup, çekişmeli bu taşınmazlara yönelik hükmün açıklanan bu nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
2- Çekişmeli 115 ada 21, 118 ada 78, 123 ada 5, 165 ada 8, 171 ada 14 ve 164 ada 25 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, her ne kadar mahalli bilirkişiler muris ..."ın çocuklarının kendi aralarında sözle bir taksimat yapıldığını duyduklarını beyan etmişlerse de, mahalli bilirkişilerin kök murisin sadece 4 erkek çocuğundan bahsettikleri, ayrıca tüm çocukların taksimata katılıp katılmadığını bilmediklerini ifade ettikleri ve hangi taşınmazın hangi çocuğa düştüğünü bilemedikleri, mahalli bilirkişilerce sadece kök murisin ölümü sonrası bu taşınmazları kimlerin işlemeye devam ettiğinin ifade edildiği göz önünde bulundurulduğunda, murisin çocuklarının kendi aralarında geçerli bir taksimat yapmadıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafından çekişmeli taşınmazların çocuksuz ve bekar ölen amcaları ....’e ait olduğu iddiasıyla dava açılmış, yargılama sırasında ise davacı kök muris ....’in veraset ilamını sunarak, taşınmazların esasen tarafların müşterek murisi olan ...’ten geldiğini ileri sürmüştür. Davalı taraf ise 15.10.1998 tarihli cevap dilekçelerinde, murislerinden kalan taşınmazların sağlıklarında kardeşler tarafından bölüşüldüğünü ve dava konusu bu taşınmazların babalarına kaldığını, davacının babası olan ...’a taksimen düşen taşınmazların, davacı ... ve kardeşi olan ... tarafından satıldığını savunmuş ve dilekçe de bu taşınmazları mevkii ve hudutlarını belirtmişlerdir. Nitekim davacı vekili, 21.10.1999 tarihli celse beyanında muris ...’ın çocuklarının taşınmazları paylaştığını, ancak çocuklardan ....’ın bekar ve çocuksuz ölmesi sebebiyle miraslarının kardeşlerine ve dolayısıyla davacı ve davalılara kaldığını, ancak bu taşınmazları da davalıların babası ... ve davalıların kullandığını beyan etmiştir. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar ağırlıklı olarak, çekişmeli taşınmazların kök muris ...’tan intikal ettiğini, ...’ın terekesinin taksim edildiğini duyduklarını, ancak tüm mirasçıların katılımı olup olmadığını bilmediklerini, muris ...’tan sonra dava konusu taşınmazları davalıların babası ...’ın işlemeye devam ettiğini, ancak bunun hangi nedene dayandığını bilmediklerini ifade etmişlerdir. Gerek davacı, gerekse davalı taraf taksimin varlığını ileri sürmekle birlikte taraflar arasındaki uyuşmazlık, tüm mirasçıların katılımı ile yapılan usulüne uygun bir taksim bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların taksimen davalı tarafa mı, yoksa bekar ve çocuksuz ölmeleri nedeniyle her iki tarafında murisi olan ...."e mi düştüğü ve şayet tüm mirasçıların katılımıyla bir taksim yapılmış ise, taksimin ne zaman yapıldığı ve davalıların cevap dilekçesinde mevkii ve hudutlarını bildirdikleri ve davacının babasına düştüğünü ifade ettikleri taşınmazların hangileri olduğu noktasında toplanmakta olup, mahkemece bu hususlarda yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi, davalı tarafça davacının babasına taksimen düştüğü söylenen ve cevap dilekçesinde hudut ve mevkiileri bildirilen taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında akıbetlerinin ne olduğu, hangi ada ve parsel numaralarıyla kimin adına tespit ve tescil edildikleri de araştırılmamış ve ayrıca çekişmeli 165 ada 8, 171 ada 14, 164 ada 25, 123 ada 5 ve 118 ada 78 parsellere kadastro tespitinde uygulanan vergi kayıtları bulunduğu halde, bu kayıtlar da getirtilip uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davalı taraftan, taksimen davacının babasına bırakıldığını iddia ettikleri ve cevap dilekçesinde mevkii ve hudutlarını bildirdikleri 13 parça taşınmazın kadastro çalışmalarında hangi ada parsellere tekabül ettiğini bildirmeleri istenmeli ve varsa dayanakları kayıt ve belgeler getirtilmeli, taraflara paylaşıma ilişkin tanık dahil tüm delillerini bildirmeleri için süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve kadastro tutanağında imzası bulunan ve sağ olan tespit bilirkişileri hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte kök muris ...’ın ne zaman öldüğü, ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemince bir taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, paylarına karşılık aldıkları taşınır ve taşınmaz mallarının akibetlerinin ne olduğu, mirasçılar arasında veya üçüncü kişilere satış veya devirlere konu taşınmaz olup olmadığı, olmuşsa bunların hangi taşınmazlar olduğu, davacı tarafın kullanımında bulunan yer olup olmadığı yahut bunların davacı tarafça satılıp satılmadığı, dava konusu taşınmazların taksimen davalıların murislerine düşen yerler mi yoksa davacı tarafın iddia ettiği gibi tarafların amcaları olan ve bekar ve çocuksuz ölen ... ve Halil’e kalan yerler mi olduğu hususları tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; tespitin dayanağı olan vergi kayıtları yöntemince uygulanmalı; paylaşımda eşitliğin kural olmadığı göz önünde tutulmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanak örnekleri ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, kadastro tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, sağ olan tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, uzun süreli kullanımın taksimin varlığına karine olabileceği dikkate alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.