Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8690
Karar No: 2018/4579
Karar Tarihi: 30.05.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8690 Esas 2018/4579 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/8690 E.  ,  2018/4579 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/12/2014 gününde verilen dilekçe inançlı işleme dayalı araç mülkiyetinin tespiti ve tescili veya bedelin tahsili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili veya araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; müvekkilinin Amerika’da yaşadığını, Söke’de bulunan narenciye bahçesi ve bahçede bulunan evleri ile ilgilenmesi için davalı ile yazılı sözleşme yaptığını, bahçede zirai amaçla kullanılmak üzere traktör alındığını, bedelinin müvekkil tarafından ödendiğini, ancak müvekkilinin yurt dışında olması nedeniyle traktörün davalı üzerine tescil edildiğini, davalının işi bırakmasına rağmen traktörün mülkiyetini müvekkil adına kayıt ve tescil yaptırmadığını belirterek, 35 PA 854 plakalı traktörün mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespit ve tescilini, mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili; dava konusu traktörün müvekkiline ait olduğunu, haksız açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, dinlenen tanık beyanları ve dosyaya giren tüm delillere göre davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    ./..
    -2-

    İnanç sözleşmeleri kaynağını olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 18. maddesi ile 05/02/1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"ndan alır. Sözü edilen bu karar uyarınca inanç ilişkisi ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Kısaca, inanç ilişkisinin varlığını kabul edebilmek için yazılı bir sözleşmenin ya da açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek, karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin varlığı aranır. Yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge varsa HMK"nun 202. maddesi (HUMK"nun 292. maddesi) uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir. (Hukuk Genel Kurulu, 04/07/2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K.)
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı kendisi için bahçe işlerinde kullanılması amacıyla satın alınan traktörün, satış tarihinde yurt dışında olması nedeniyle, bahçesi ve evleri ile ilgilenmesi için aralarında anlaşma yaptıkları, aynı zamanda akrabası olan davalı adına tescil edildiğini, ancak davalının bahçesi ile ilgilenmeyi bırakınca traktörü davacıya devretmeyi kabul etmediğini iddia etmiştir. Diğer bir deyişle; taraflar arasında bir inanç sözleşmesi bulunduğunu belirtmiştir. Davacı inanç ilişkisini kanıtlamak için bir takım yazılı belgeler ve tanık beyanlarına dayanmıştır.
    Yukarıda belirtildiği üzere; davacı inanç ilişkisini ancak yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Dosya kapsamında, davacının sunduğu ve davalının imzasını taşıyan 11/09/2013 tarihli tutanak yazılı delil başlangıcıdır. Şu halde; davada dayanılan eldeki belge ile tanık beyanlarının değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi