Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1192
Karar No: 2016/1076
Karar Tarihi: 23.11.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1192 Esas 2016/1076 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1192 E.  ,  2016/1076 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tescil ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Dicle Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.01.2009 gün ve 2007/4 E., 2009/20 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar ile davalı Hazine ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 20.12.2012 gün ve 2012/6315 E., 2012/14740 K. sayılı kararı ile;
    "...Davacılar 31.01.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Yeşilsırt Köyünde bulunan yaklaşık 90 dönüm miktarında taşınmazın uzun yıllardır zilyetliklerinde olduğunu ve taşınmaza ait 179 nolu vergi kayıtlarının bulunduğunu, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adlarına tescili talebiyle dava açmışlardır. Hazine vekili, 30.10.2008 tarihli celsede taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında orman sahası olarak ayrılan alanda kaldığını ileri sürerek, davanın reddi ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar ile davalı Hazine tarafından, orman vasfıyla hazine adına tescil kararı verilmemiş olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu iddiasıyla temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu, 1984 yılında yapılmış ve 28.12.1985 - 23.01.1986 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Dava tarihi ile kesinleşme tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    1)Davacıların temyiz itirazları yönünden;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2)Davalı Hazine vekili tarafından 30.10.2008 tarihli celsede taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında orman sahası olarak ayrılan sahada kaldığı bildirilerek davanın reddi ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi talep edilmiş olup, MK"nun 713 . maddesinin 6. bendine göre davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceğinden ve mahkemece; dava davacı yararına zilyetlik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle red edilmiş olduğundan, Hazinenin tescil talebinin kabulüyle çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, Hazinenin tescil talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bur karar verilmemiş olması usûl ve kanuna aykırıdır..."

    gerekçesi ile birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDENLER: 1-Davacılar,
    2-Davalı Hazine vekili,
    3-Davalı ... vekili,

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı, davacılar ile davalı Hazine ve davalı ... vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne aynen alınan kararla bozulmuş; mahkemece önceki hükümde direnilmiştir.
    Direnme kararı, davacılar ile davalı Hazine ve davalı ... vekillerince temyize getirilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, Özel Daire bozma kararında değinildiği gibi çekişme konusu taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/6. maddesi uyarınca davalı Hazine adına tescilinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasına geçilmeden önce, yerel mahkemece bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada, yeni duruşma gününün davacılara yöntemine uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği, dolayısıyla mahkemece direnme olarak nitelendirilen kararın taraf teşkili sağlandıktan sonra usulüne uygun olarak oluşturulup oluşturulmadığı, ayrıca ilk hükmü temyiz eden davalı ... vekilinin temyiz itirazları hakkında Özel Dairece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle gelinen bu aşamada davalı ... vekilinin ilk hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususları önsorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bozma kararının ve yeni duruşma gününün davanın taraflarına usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, duruşmaya geldikleri takdirde bozma kararına karşı beyanları alındıktan sonra mahkemece bozma kararına uyulup uyulmaması hususunda bir karar verilmesi gerekir.Yeni duruşma günü usulüne uygun şekilde bildirilmeden davacı ya da davalı tarafın yokluğunda yargılama yapılması Anayasa"nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama hürriyeti" ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan “hukuki dinlenme hakkı”nın (m. 27) açık bir ihlalidir. Keza, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde bu hakkın kapsamı;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması,
    b) Açıklama ve ispat hakkı,
    c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi” olarak belirlenmiştir.
    Bu bağlamda açıklamak gerekir ki, hukuki dinlenilme hakkı tüm yargılama türlerinde ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir.Bu nedenle, bozma kararı sonrasında taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılarak direnme kararı verilmesi halinde, verilen direnme kararının usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince, eldeki dava 07.02.2007 tarihinde davacılar vekili sıfatıyla Av.Ahmet Canpolat tarafından açılmış olup, adı geçen vekilin 30.10.2008 tarihli duruşmada vekillikten çekilmesi üzerine, çekilme beyanı ile bir sonraki duruşma günü davacı asillere 02.12.2008 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edilmiş, devamında davacılar duruşmaya katılmamış ise de davalı Hazine vekilinin davayı takip etmesi nedeniyle dava dosyası işlemden kaldırılmayarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararın bozulmasından sonra ise bozma ilamı davacı asiller ile davalılara tebliğ edilmiş, taraflarca karar düzeltme yoluna gidilmemiş, dava dosyası 2013/45 sayılı yeni esasa kaydedilerek 25.04.2013 tarihi duruşma günü olarak belirlenmiştir. Ne var ki, bozma sonrası yapılan yargılamada duruşma günü davalılara tebliğ edilmesine karşın, davacı asillere tebliğe çıkarılmamış, daha önce vekillikten çekilmiş olan Av. Ahmet Canpolat"a tebliğe çıkarılmış, Av. Ahmet Canpolat ise çekildiğini beyanla tebligat evrakını iade etmiştir. 25.04.2013 tarihinde yapılan duruşmaya ise davanın taraflarından katılan olmamış, mahkemece yukarıda adı geçen avukatın bir başka dava dosyası (2013/46 esas sayılı dosya) için gönderdiği mazeret dilekçesinden bahsedilerek aynı oturumda direnme kararı verilmiştir.
    Bu haliyle bozma sonrası yapılan yargılamada, duruşma günü davacılara yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmemiş, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmamış ve davacıların hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak direnme kararı verilmiştir.
    Açıklanan nedenlerle, taraf teşkili sağlanmadan yerel mahkemece direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Öte yandan, yerel mahkemece direnme olarak adlandırılan karar, Özel Daire bozma ilamına karşı oluşturulmuş ise de Özel Dairece ilk kararı temyiz eden davalı ..."nün temyiz itirazı hakkında inceleme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
    Bu durumda, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurul"nun 26.06.2013 gün ve 2013/12-739 E., 2013/874 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.
    Hal böyle olunca, bozma sonrasında taraf teşkili sağlanmadan ve davacıların yokluğunda yapılan yargılama ile direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı ortadan kaldırılarak, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiş, bu nedenle temyiz itirazları bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin 25.04.2013 gün ve 2013/45 E., 2013/74 K. sayılı direnme kararının KALDIRILMASINA, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 20. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, davacılar ile davalı Hazine ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 23.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi