Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/383
Karar No: 2020/4454
Karar Tarihi: 16.09.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/383 Esas 2020/4454 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Hizmet tespiti istemine ilişkin bir dava reddedildi. Davalı şirketin ihyası için dava açılması için verilen sürenin geçmesine rağmen davacı taraf taraf teşkili sağlayamadı. Mahkeme, dava şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, davalı tarafın vekille temsil edilmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmedi. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri detaylı bir şekilde açıklandı.
10. Hukuk Dairesi         2020/383 E.  ,  2020/4454 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Mahkemenin, 21.02.2017 tarihli davanın kısmen kabulüne dair kararı, davalılardan ... A.Ş.’nin 22.05.2015 tarihinde Ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle anılan şirketin ihya edilerek, taraf teşkili sağlanması için 30.10.2017 tarihli ilamla bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, bozma sonrası yargılamada 11.12.2018 tarihli ve 02.04.2019 tarihli celselerde davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açması için duruşma gününe kadar süre verilmiş, davacı vekili tarafından davalı şirketin ihyası için dava açılmaması üzerine 09.07.2019 tarihli celsede, davacı vekiline verilen mehile rağmen şirketin ihyası için dava açmadığından davanın sıfat yokluğundan(husumet) reddine karar verilmiştir.
    Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114"üncü maddenin 1"inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114"üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şekildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50’inci ve devamı maddelerinde, davaya ehliyet medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir denmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 48’inci maddesi hükmüne göre tüzel kişiler hak ehliyetine sahiptirler ve dolayısıyla davada taraf olabilme ehliyeti de ancak tüzel kişiliği bulunan yapılanmalar için geçerlidir.
    Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bilindiği üzere bu sürelerin bazılarını Kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 90. maddesinde belirtildiği gibi Kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, HMK"nın 94. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister Kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır.
    Somut olayda; mahkemece, davacı tarafa davalı şirketin ihyası amacıyla dava açması için verilen ikinci süre kesin nitelikte olup, davacı tarafın, davalı şirketin ihyası amacıyla dava açmaması ile davalı şirket yönünden taraf teşkili sağlanmamış olduğu açık olduğundan, davalı şirket yönünden 6100 sayılı HMK."nun 114/1-d bendindeki dava şartı gerçekleşmemiş olup, 6100 sayılı HMK."nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Ayrıca davada vekille temsil edilen davacı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hüküm fıkrasında yer alan,
    1- “Davanın sıfat yokluğundan (husumet)reddine” ibaresinin silinerek yerine “Davalı ...Ş. yönünden 6100 sayılı HMK."nun 114/1-d bendindeki dava şartı gerçekleşmediğinden, 6100 sayılı HMK."nun 115/2. maddesi uyarınca davanın reddine,” cümlesinin yazılmasına,
    2- Hükme 4 no.lu bend eklenerek, “Davalı SGK, kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ne göre takdir edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı SGK’na verilmesine,”cümlesinin yazılmasına, gerekçe ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi