Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18451
Karar No: 2017/17154
Karar Tarihi: 19.12.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/18451 Esas 2017/17154 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/18451 E.  ,  2017/17154 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi


    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı-davacı ... Acar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı kadın adına satın alınan taşınmazın edinilmesi ve bu taşınmaza yapılan mutfak dolabı, parke, boya badana, mermer vb iyileştirmeler yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, yersiz açılan karşı davanın reddini savunmuştur.
    Davalı-karşı davacı ... vekili, evlilik birliği içinde karşı davalı erkek adına satın alınan araç yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; harcını yatırmak suretiyle sundukları 03.05.2013 tarihi dilekçe ile talep miktarını 7.750,00 TL olarak arttırmıştır. Asıl dava yönünden, davacı erkeğin katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin, asıl davanın kısmen kabulü ile; 22.399,10 TL"nin davalı - karşı davacıdan 22.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı - karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL"nin davacı-karşı davalıdan 22.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir. Dairenin 16.03.2015 tarih 2013/15631 esas 2015/6029 karar sayılı ilamında "... Konut Yapı Kooperatifi"nden satın alınan 17 nolu bağımsız bölüm için ilgili Kooperatife Mahkemece yazı yazılarak, taşınmazla ilgili ödenen peşinat ve aidatların tarihlerini de içerir şekilde bildirilmesi istenmeli, katılma alacağı hesabının ilgili cevaba göre yapılması, taşınmazın ve aracın eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimininin geçerli olduğu dönemde alındıkları nazara alınarak TMK’nun 232 ve 235/1. fıkrası uyarınca taşınmazın ve aracın karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri esas alınarak hesaplama yapılıp, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle oluşacak katılma alacağının tespiti gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca katılma alacakları bakımından aynı Kanunun 239. maddesi uyarınca bu tür alacaklara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken davaya konu aracın ve taşınmazın yukarıda izah edilen yanlış hesaplama ile bulunan katılma alacakları için boşanma dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isabetsiz olmuştur. " gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 40.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davanın kabulü ile 7.750,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde asıl davanın kabulü yönünden davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay İçtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
    Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E., 2004/19 K.).Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001).
    Hemen belirtilmelidir ki, maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Dr. ..., Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, s:208).
    Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında da, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrarla maddi gerçeğin göz ardı edilmesi, yargıya duyulan güven ve saygınlığı, adalete olan inancı sarsacaktır.
    O nedenledir ki; Yargıtay, bugüne değin maddi hatanın belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş; baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltilmesini kabul etmiştir (Aynı yönde bakınız. Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99; 13.03.2013 gün ve E:2013/5-10, K:2013/348 sayılı ilamları).
    Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2002 gün ve...; 02.07.2003 gün ve E:2003/21-425, K:2003/441; 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99; 13.03.2013 gün ve E:2013/5-10, K:2013/348 sayılı kararlarında da; maddi hataya dayalı onama ve bozma kararlarının karşı taraf lehine sonuç doğurmayacağı benimsenmiştir.
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve... gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve ... sayılı ilamı)
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dosya içeriğinde mevcut 07.01.2013 ve 28.02.2013 havale tarihli davacı-karşı davalı vekili dilekçelerinden, asıl davaya konu edilen taşınmazın eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönem içerisinde bedeli ödenerek satın alındığı ve taşınmaz alımında davalı kadının babasının maddi katkıda bulunduğunun davacı-karşı davalı erkeğin kabulünde olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı-karşı davalı lehine taşınmazın alımı ve içine yapılan iyileştirmeler yönünden katkı payı alacağı hesaplanması gerektiği halde Dairenin uyulan bozma ilamında, maddi hataya dayalı olarak artık değere katılma alacağı hesaplanması gerektiği yazılmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere maddi hata durumunda tarafların lehine veya aleyhine usuli kazanılmış hak doğmaz. Mahkeme tarafından tasfiyeye konu edilen taşınmazın edinilmesine davacı erkeğin yaptığı 3.000,00 TL katkı ile taşınmaza davacı erkek tarafından yaptırılan iyileştirmeler gözetilerek yasaya ve yerleşik Daire uygulamasına uygun şekilde katkı payı alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi