14. Hukuk Dairesi 2016/18110 E. , 2020/8361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Talep eden tarafından, 04/07/2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 28/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Talep, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Talep eden vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/110 Esas sayılı dava dosyasında verilen yetkiye istinaden muris ...’e ait mirasçılık belgesinin verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sübut bulmayan davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. 501. maddesine göre ise, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer.
TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır.
TMK"nın 594. maddesi ile “Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekişmesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.1999 tarih, 1999/2-58 Esas, 1999/53 Karar sayılı ilmaında da belirtildiği gibi, nüfusa kayıtlı olamayan bir kişi için de mirasçılık belgesi istenilebilir. Murise ait olduğu belirtilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri getirtilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer delilleri sorulup incelendikten sonra bir karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında bir mahkemenin verdiği yetkiye dayanılarak açılan davalarda mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin namı müstear veya hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. O halde davanın yetki belgesine dayanılarak ve ispat imkanı kısıtlı üçüncü kişi tarafından açılmış olduğu ve miras bırakan ...’in nüfusta kayıtlı olmadığı ancak üç çocuğunun bulunduğu ve bunlardan ... adlı çocuğunun da nüfus kaydı bulunduğu gözönüne alınarak, mahkemece yetki verilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/110 Esas sayılı dava dosyası, murisin adına kayıtlı olan taşınmaza ilişkin tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile dayanağı belgelerin getirtilmesi gerekirken, mahkemece yalnızca nüfus kayıtlarına ilişkin araştırma yapıldığı ve tanık dinlendiği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; murise ait varsa taşınmazın denetime elverişli olarak tüm geldi ve gitti kayıtlarıyla birlikte tedavüllü tapu kayıtları, dayanak eski tapu kaydı varsa vergi kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli, yine taşınmazın kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek yörenin yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir.
Bütün aramalara rağmen murisin mirasçısı bulunamaz ise TMK"nun 501. maddesi gereğince son mirasçının Hazine olduğu düşünülmelidir.
Belirtilen eksiklikler giderilmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 14.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.