Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9244 Esas 2021/3262 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/9244
Karar No: 2021/3262
Karar Tarihi: 25.03.2021

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9244 Esas 2021/3262 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/9244 E.  ,  2021/3262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalı nezdinde genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğu araçla davacıların desteğinin yolcu konumunda bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini belirterek, her bir davacı için 50.000,00’er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
    Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kısmen kabulü ile 10.000,00’er TL’nin 20.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir.
    Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine dair karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir
    sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında davacılara takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.