Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1195 Esas 2019/2879 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1195
Karar No: 2019/2879
Karar Tarihi: 20.03.2019

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1195 Esas 2019/2879 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada mahkum olduğu belirtilen kararda, suçun çek kullanarak işlendiği ve sanıkların savunmaları değerlendirilerek maddi gerçeğin belirlenmesi için tanık beyanı ve bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulduğu ifade edilmektedir. Ancak, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğu ve kanun maddelerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verildiği açıklanmaktadır.
Yukarıda bahsedilen kararda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ile ilgili uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve kararın bu sebeplerden dolayı bozulduğu belirtilmektedir. Ayrıca, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi de yargılama sürecinde uygulanması gereken kanun maddeleri olarak kararda yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi         2019/1195 E.  ,  2019/2879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanıklar hakkında suça konu... Gıda İnşaat Tekstil Tarım Sanayii ve Tic Ltd. Şti. ne ait olup yetkilisi ... tarafından keşide edilmediği anlaşılan suça konu çeki kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ..."un suça konu 10.07.2007 tarihli çekin müşteri çeki olduğunu, yapılan alışveriş karşılığı alındığını, sahte olmadığını savunması, sanık ..."in ise çekteki cironun kendisine ait olmadığını, çekle ilgisinin bulunmadığını savunması, keşideci şirket yetkilisi olarak ifadesi alınan ..."ın ise 01.05.2007 tarihinde şirketi... isimli şahsa devrettiğini, şirketle alakasının kalmadığını, çekin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediğini, kim tarafından düzenlendiğini bilmediğini savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından, 10.07.2007 keşide tarihi itibariyle keşideci şirket yetkilisinin kim olduğu tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanına başvurulması, suça konu çekin kendisi tarafından verilip verilmediği, keşideci imzasının kendisine ait olup olmadığının araştırılması, çekin ön yüzündeki yazılar ve imzanın sanıklara ait olup olmadığı, sanık ... tarafından yapılmış görünen cironun adı geçene ait olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.