23. Ceza Dairesi 2015/9349 E. , 2016/8600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıkların ayrı ayrı 5237 sayılı TCK"nın 157/1, 168/1, 62, 52/2, 63 ve 53 maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların suç tarihinde iştirak halinde hareket ederek, mağdur ..."u arayarak, kendilerini polis olarak tanıtıp, mağdura kimlik bilgilerinin kullanılarak dünya çapında bir dolandırıcılık yapıldığını, kendisini kurtarması için tüm parasını sanık ..."ın adına bankaya yatırmasını istedikleri, mağdurunda sanıklara inanarak 13.870,00 TL yi sanıkların vermiş oldukları isme havale ettiği, bunun üzerine sanık ... ve ..."ın ..."a giderek mağdur tarafından yatırılan parayı aldıkları, bu paranın daha sonra ... tarafından, akrabası olan sanık ..."e verildiği ve sanık ... tarafından da posta havalesi yolu ile sanık ..."e gönderildiği, bu surette sanıkların hileli eylemlerle mağduru kandırarak haksız menfaat temin ettikleri, sanıkların savunmaları, mağdur beyanları, banka yazıları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından sanıklar hakkında ayrı ayrı dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para
cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezasının alt sınırın üzerinde “365 gün” olarak tayin edilmesi,
2) 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanıkların sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz başvuruları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 1) hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "365 GÜN", “121 GÜN”, “100 GÜN” ve “2.000 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", “1 GÜN”, “1 GÜN” ve “20 TL ibarelerinin eklenmesi, 3) TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkartılarak yerine “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.