Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
HGK. 24.09.1997 tarih ve 1997/15-461 E. 729 K.13.06.2001 tarih 2001/12-461 E. 516 K. Sayılı kararlarında da benimsendiği üzere taşınmaz, haciz tarihinde kimin adına kayıtlı ise icra müdürü buna göre işlem yapacak ve borçlu adına kayıtlı olduğunu belirlediği takdirde haczi uygulayacaktır.
Somut olayda borçlu B.Ç.hakkında yapılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun kendine ait iken 3. şahıs M....D..a sattığı ve alacaklı istemi üzerine tasarrufun iptaline karar verilen İstanbul Beşiktaş İlçesi 2. Bölge Sinanpaşa Mah. Hasfırın Neccerzade sokağı.. pafta, ..ada, .. parsel nolu taşınmazın 1/3 hissesine 21.02.2006 tarihinde haciz konulmuştur. Taşınmazın diğer 1/3 hissesine sahip şikayetçinin açtığı “tapu iptal tescil sufa” davası ise 11.04.2006 tarihinde karara bağlamıştır. Haciz tarihiden sonra taşınmazın şikayetçi adına tesciline karar veren Asliye Hukuk Mahkemesince taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması yolunda bir hüküm kurulmadığından şikayetçi yukarıdaki ilkeye uygun olarak konulmuş haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyemez. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.