Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19087
Karar No: 2019/6194
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/19087 Esas 2019/6194 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı şirket, borçlu bir şirketten aldığı 80.000 TL'lik çek nedeniyle alacaklı olduğunu ve borçlu şirketin araçlarını bir başka kişiye muvazaalı olarak devrettiği gerekçesiyle araçlarla ilgili tasarrufların iptaline ve alacaklarının tahsili için diğer davalıya cebri icra ve haciz yetkisi tanınmasını talep etmiştir. Mahkeme, davacının iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, bu karar araçların ticari işletme devri mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiği, borçlu şirketin üzerinde kayıtlı olan diğer taşınmazlar ve araçlar araştırılmadan hüküm tesisi yapılamayacağı şeklinde bozulmuştur. Kanun maddeleri ise, İcra ve İflas Kanunu'nun 277, 278, 279 ve 280. maddeleridir.
17. Hukuk Dairesi         2016/19087 E.  ,  2019/6194 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı şirket vekili; müvekkilinin davalılardan borçlu Denizli Tekel Gıda Ürünleri ve İç. Top. Satıcıları Birliği San. Tic. Ltd. Şti"den 80.000,00 TL bedelli 09/02/2015 tarihli çek nedeniyle alacaklı olduğunu, ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında takip yapıldığını, 16/02/2015 tarihinde yapılan menkul haczinde şirketin haczi kabil malının bulunamadığını, davalı şirketin ...,...,...,... plakalı araçları diğer davalı 3.kişi ..."a devrettiğini, davalılar arasında yapılan araçların satışına ilişkin tasarrufların, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile ve muvazaalı olduğunu belirterek, araçlarla ilgili tasarrufların iptaline, davalı şirketten alacaklı oldukları icra dosyasındaki asıl alacakları ve ferileri ile sınırlı olarak diğer davalı ..."ya karşı cebri icra ve haciz yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... ile davalı borçlu şirket yetkilileri arasında akrabalık ilişkisi ve muvazaa bulunduğu hususu davacı tarafça ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. İ.İ.K’nin 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur, karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmü gereğince ticari işletme devri yönünden tasarrufun değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece davalı borçlu Denizli Tekel Gıda Ürn. ve İçecek Toptan Satıcıları Birliği San. ve Tic.Ltd.Şti. tarafından davalı ...’a devredilen araçlar yönünden; davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Davalı borçlu Denizli Tekel Gıda Ürn. ve İçecek Toptan Satıcıları Birliği San. ve Tic.Ltd.Şti.’nin gıda ticareti, davalı 3.kişi ...’un ise motorlu taşıtların, alımı, satımı, kiralanması faaliyetini gösterdikleri, dava konusu tasarrufların kamyonet niteliğinde araç devrine ilişkin olduğu ve beş adet aracın aynı gün davalı ...’a devredildiği anlaşıldığından araç devrine ilişkin tasarrufların; İİK’nın 280/son maddesi gereğince, ticari işletme devri mahiyetinde ya da borçlu şirketin üzerinde kayıtlı olan başka taşınmazlar ve başka araçlar olup olmadığı ayrıca sermayesi de araştırılarak söz konusu tasarrufların ticari işletmenin mühim bir kısmının devri niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği mahkemece tartışılmadan hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya geri verilmesine, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi