5. Ceza Dairesi Esas No: 2018/449 Karar No: 2018/7530 Karar Tarihi: 17.10.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/449 Esas 2018/7530 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, \"tefecilik\" suçundan sanık hakkında mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, kanundaki tanım itibarıyla tefecilik suçunun konusunu tedavüle konan, ekonomik değeri olan ve ödeme aracı olarak kullanılan paranın oluşturduğu gözetildiğinde, sanığın eyleminin tefecilik suçunu oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle, mahkumiyet kararı bozulmuştur. Toplamda, sanığın cezasında artırım yapılması hüküm altına alınmıştır. TCK'nın 43/1 maddesi uyarınca sanığın cezasında artırım yapılması esnasında hangi oranda bir artırım yapıldığı hükümde belirtilmemiş ve bunun gerektirdiği şekilde kesinleşen dava dosyalarından verilen cezanın bu cezadan mahsup edilmesi de gözetilmemiştir. Sanık hakkında belirlenen cezada eksik tayin yapılmış ve önemli kanuna aykırılıklar bulunduğundan karar bozulmuştur. Kanun maddeleri şöyledir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi, TCK'nın 43/1. maddesi, TCK'nın 241. maddesi, TCK'nın 62. maddesi, TCK'nın 52. maddesinin 3. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi.
5. Ceza Dairesi 2018/449 E. , 2018/7530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Zincirleme tefecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tefecilik suçunun konusunu, kazanç elde etmek amacıyla başkasına verilen ödünç paranın oluşturduğu, 5237 sayılı TCK"nın 2. maddesindeki “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz” düzenlemesi de dikkate alındığında, suç tarihinde sanığın, müştekinin kardeşi ve dosya tanığı ..."a 4.000 TL karşılığı altın vererek 7.000 TL tahsil etmek suretiyle kazanç elde ettiği kabul edilmiş olsa dahi, kanundaki tanım itibarıyla tefecilik suçunun konusunu tedavüle konan, ekonomik değeri olan ve ödeme aracı olarak kullanılan paranın oluşturduğu gözetildiğinde, sanığın eyleminin tefecilik suçunu oluşturmayacağı nazara alınmadan, suçun maddi unsurunu oluşturan konuda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de; 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca sanığın cezasında artırım yapılması, TCK"nın 43/1. maddesi uygulanırken hangi oranda artırım yapıldığının hükümde gösterilmemesi, Sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra, kesinleşen dava dosyalarından verilen cezanın bu cezadan mahsubu ile oluşursa aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca yapılan artırım kadar sonuç cezaya hükmedilmesi,
Sanık hakkında belirlenen 6 ay hapis ve 1 gün adli para cezasından TCK"nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken sonuç olarak 5 ay hapis ve 1 gün adli para cezası yerine 5 ay hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini, TCK"nın 52. maddesinin 3. fıkrasına aykırı şekilde sanık hakkında adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı gösterilmeden 3.000 TL adli para cezasına hükmedilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 17/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.