8. Hukuk Dairesi 2015/12321 E. , 2017/17138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili;müvekkilinin iş yerinde 02.10.2014 tarihinde haciz yapıldığını,müvekkilinin bu iş yerindeki faaliyetine takip tarihinden önce başladığını ve işyerinin borçlu ile bir ilgisi ve bağının bulunmadığını,haciz yapılan adresteki taşınmazın borçlu şirketin bankaya olan borcu sebebiyle banka tarafından icra yoluyla satışa çıkarıldığını, bankanın alacağına mahsuben taşınmazı satın aldığını, bilahare taşınmazı ......’ne sattığını, müvekkilinin faaliyet gösterdiği ... Köyü ...adresinde bulunan iş yerini taşınmazın sahibi .........’den kiraladığını,müvekkilinin borçlu şirketle hiçbir şekilde organik bağının bulunmadığını, borçlu şirkete gönderilen ödeme emri,haciz yapılan adreste tebliğ edilmediği gibi haciz esnasında haciz mahallinde borçlu şirketin yetkilisinin de bulunmadığını öne sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili;haciz yapılan işyerinin borçlu ... Şti.’ne ait olduğunu,borçlu şirketin ekonomik olarak sıkıntıya girdikten sonra şirket ortaklarıyla aynı soyismi taşıyan ... adına vergi açılışı yaparak işyerini işletmeye devam ettiğini, davacı 3. kişi ile borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak birlikte ortak hareket ettiklerini öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının istihkak iddiasıyla ilgili bir belgeyi delil olarak sunamadığı,hayatın olağan akışı içerisinde borçluya ait işyerinde bulunan fındık mahsulünün,borçlunun dava konusu fabrikayı satın aldığı kişilere ait olduğu yönündeki iddianın kabul edilebilir olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK"nun 140/5. maddesi "Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir" hükmünü, aynı Kanun"un 322. maddesinin 1. bendi ise "Bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanr." hükmünü taşımaktadır.
Temyize konu dava dosyasında, davacı 3. kişi vekili dava dilekçesinde,ibraz ettiği delillerin yanısıra tanık deliline de dayanmıştır.Davalı alacaklı vekili ise cevap dilekçesinde delil olarak Ticaret Sicil kayıtları,... kayıtları ve nüfus kayıtlarına dayanmıştır. Ancak temyize konu kararın verildiği 24.12.2014 tarihli ilk celsede Mahkemece HMK"nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu"nun 41., Tebligat Kanunu"nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu nazara alınmadan alacaklı asıla ön inceleme duruşma gününü bildirir davetiye çıkarıldığı,bu şekilde davalı alacaklı vekilinin yokluğunda yargılama yapıldığı ve HMK"nun 140/5 maddesinin dava konusu olayda uygulanmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca; Mahkemece ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık ihtarlı kesin süre verilmeden, dayanılan deliller toplanılıp araştırılmadan, tanık listesi sunma imkanı tanınmadan karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali (HMK m. 27) olduğu gibi HMK 297/c maddesine de aykırı olarak sonuca nasıl varıldığı anlaşılamayacak şekilde hüküm kurulması da doğru olmadığından kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.