17. Hukuk Dairesi 2016/15055 E. , 2019/6190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu ... mahallesi,... parsel 18 nolu bağımsız bölümün 01.06.2012 tarihinde diğer davalı ..."a satıldığını belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar ... vekili ve ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının aciz belgesi sunmadığı ve satışın muvazaalı olduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal
edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu alacak, 28.04.2011 ve 21.12.2011 tarihli bonolardan kaynaklanmakta olup, borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz borcun doğumundan sonra 01.06.2012 tarihinde devredilmiştir. Dava ise 5 yıllık süre içinde 05.08.2013 tarihinde açılmıştır. Borçlu ... adresinde 26.12.2012 tarihinde yapılan haciz İİK"nun 105.madde kapsamında aciz belgesi niteliğindedir. Bu halde dava koşulları somut olayda gerçekleşmiş olduğundan mahkemenin borçlunun aciz halinin ispatlanmadığından bahisle reddi isabetli olmamıştır.
Dava konusu taşınmaz tapuda 125.000,00 TL"ye alınmış bilirkişi taşınmazın satış tarihindeki değerini 414.400,97 TL olarak belirlemiştir. Ancak davalı üçüncü kişi ... satış bedeli olarak birkısım banka dekontları sunmuştur. 01.06.2012 tarihinde satış günü yapılan eft"lerin ve 08.08.2012 tarihli 100.000,00 TL"lik dava dışı şahsa yapılan ödemenin taşınmaz satışına ilişkin olup olmadığı değerlendirilerek, İİK"nun 278/3-2 bendi gereğince ivazlar arasında bedel farkı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.