6. Hukuk Dairesi 2021/219 E. , 2021/572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, birleşen dava ise bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 12/06/2014 tarihli sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı-birleşen davada davalı yüklenici, davalı-birleşen davada davacı taşerondur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince 2020/964 E., 2020/857 K., 16.09.2020 günlü kararında asıl davanın reddine, tazminat talebinin kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmiş, verilen karar davacı-birleşen davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı-birleşen dava davalısı vekili; müvekkili şirket ile Milli Savunma Bakanlığı İstanbul Tedarik Bölge Başkanlığı arasında 2014/38360 İhale kayıt numaralı sözleşme imzalandığını, ihale konusu işlerin yapılması için davalı şirket ile akdedilen 12.06.2014 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, ödemeye ilişkin davalı tarafa çek ve teminat mektubu verildiğini, ancak davalı tarafça boyalı kumaşın teknik şartnamesindeki kumaş özelliklerine uygun olarak sağlam ve noksansız olarak teslim edilmediğini, teslim edilen malın renk tonu farklılığı nedeniyle teknik şartnameye uygun olmadığından ihale makamı tarafından reddedildiğini, malların tamamının kararlaştırılan tarihte teslim edilmeyip 10.09.2014 tarihinden sonra teslim edildiğini, davacı şirket tarafından 12.06.2014 tarihli sözleşmeye istinaden verilen 500.000,00 TL bedelli çekin; muaccel olması ve muaccel olduğu tarih itibariyle malın reddine ilişkin yapılan itirazın henüz sonuçlanmaması nedeniyle ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Finansbank A.Ş. Bilkent Şubesi, 15.07.2014 tarihli, 400.000,00 TL tutarında teminat mektubu ile muhtelif tarihlerde kesilen faturalara istinaden 264.643,66 TL bedelin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının sözleşmeye aykırı mal teslim etmesi sebebiyle müvekkilinin davalıya 664.643,66 TL"lik miktar bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-birleşen dava davacı vekili; taraflar arasında 12.04.2014 tarihli eser sözleşmesi gereğince müvekkilinin, davacı tarafından temin edilip davacının talimatıyla Sevinç Tekstil Ltd. Şti. tarafından gönderilecek nevresim takımı yapımında kullanılacak kumaşların sözleşmede belirtilen koşullarla reaktif boyama işini üstlendiğini, sözleşme konusu ürünlerden üretilen numunenin, boyandıktan sonra teste gönderileceği, test sonucu ekteki teknik şartnameyi karşıladığı takdirde, sözleşmenin yürürlüğe gireceği ve ödemenin aynı maddede belirtilen şartlarda yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin yürürlük tarihinin dava dilekçesinde belirtildiği gibi 12.06.2014 olmayıp test sonucunun müvekkiline bildirildiği 14.07.2014 tarihi olduğu düşünülebilirse de sözleşmenin 5.maddesindeki teminat mektubunun müvekkili tarafından çekilen ihtar sonucunda verildiği tarih olan 18.07.2014 tarihi olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkilinin edimlerini teknik şartnameye uygun olarak yerine getirdiğini, boyama yapılacak malların temini ve kendilerine teslim edilmesinin tümüyle davacının sorumluluğunda olduğunu, kısmi gecikmelerin ham kumaşı, davacının talimatı doğrultusunda göndermekle yükümlü olan Sevinç Tekstil Ltd. Şti.’nin zamanında mal göndermemesinden kaynaklandığını, müvekkilinin, boyama sırasında bazı kumaşlarda renk farklılığı oluştuğunu gördüğünü ve bu durumu derhal davacıya bildirdiğini, ancak davacı yetkilisinin 24.07.2014 tarihli boyamaya devam edilmesine ilişkin talimatı uyarınca boyama işlemine devam edildiğini ve işin tamamlandığını, davacının sözleşmede kararlaştırılan tarihte işin bitirilmediği konusundaki iddiasının yerinde olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; taraflar arasında 12.06.2014 tarihinde imzalanan "Malzeme Tedarik Sözleşmesi" gereğince müvekkilinin yapmış olduğu iş karşılığında ve düzenlenen faturalar kapsamında 666.947,94 TL alacağı bulunduğunu, ödeme yapılmaması nedeni ile davalı hakkında Ankara 27.İcra Müdürlüğünün 2015/27614 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeni ile takibin durduğunu, itirazının iptali ile takibin devamına ve en az %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini isterken, davalı vekili edimin ayıplı ifa edildiğini, dava dışı ihale makamının malları kabul etmediğini, zamanında teslim yapılmadığını, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece; asıl davada davacının 93.422,96 TL üzerinden borçlu olmadığının tespitine ve tarafların icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, birleşen davada, 664.643,66 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali, takibin devamı ve asıl alacağın % 20"si olan 132.928,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Tarafların istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince davacı-birleşen dosya davalı yüklenici şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-birleşen dosya davacı alt yüklenicinin istinaf talebi kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp, asıl davada davanın reddine, birleşen davada davanın kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararındaki gibi asıl alacak üzerinden itirazın iptâli ve takibin devamı ile davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dairemiz temyiz incelemesi neticesinde davacı-birleşen dosya davalı yüklenicinin temyiz itirazları reddi ve davalı- birleşen dosya davacı alt yüklenicinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm oluşturulduğuna göre verilen hüküm ile o dava davalısının talebi dikkate alınarak İcra İflas Kanunu’nun 72/4. maddesi hükmünce, asıl davada alt yüklenici yararına inkâr tazminatı isteme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek bu konuda da bir karar verilmesi gerekirken olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İstinaf mahkemesince işbu bozmaya uyularak verilen asıl davada davanın reddine ve İİK’nun 72/4 maddesi gereğince teminat mektubu bedelinin %20’si oranında tazminatın davacıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatının tahsiline dair karar davacı-birleşen dava davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davacı-birleşen dava davalı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-birleşen dava davalı vekili diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı-birleşen dava davalısı vekilince 25.12.2014 tarihli asıl dava dilekçesinde esasa ilişkin taleplerine ek olarak Finansbank AŞ. Bilkent Şubesine ait, 15/07/2014 düzenleme tarihli, 400.000,00 TL bedelli teminat mektubu ile muhtelif tarihlerde kesilen faturalara istinaden 264.643,66 TL bedelin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş olup, mahkemece HMK. 389 ve devamı maddelerinde yazılı ihtiyati tedbir koşulları oluştuğu kanaatine varıldığından Finansbank AŞ. Bilkent Şubesine ait, 15/07/2014 düzenleme tarihli, 31/12/2014 tarihine kadar süreli 400.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun dava sonuçlanıncaya kadar nakde dönüştürülmesinin (tazminin) önlenmesi için HMK. 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, fatura alacakları ile ilgili takip başlatılması halinde itiraz üzerine takip duracağından fatura alacaklarına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine 26.12.2014 tarihinde karar verilmiştir. Davalı-birleşen dava davacı alacaklı vekili bu karardan yaklaşık 1 yıl sonra, 23.12.2015 tarihinde davacı-birleşen dava davalı borçlu aleyhinde Ankara 27.İcra Müdürlüğünün 2015/27614 E. sayılı dosyası ile takip dayanağı fatura bedelleri toplamı 666.947,94 TL asıl alacak ve işlemiş faiz talebi ile birlikte icra takibi başlatmış, takibe yapılan itiraz neticesinde duran takip hakkında birleşen davaya konu itirazın iptali davası açılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu"nun 72.maddesi 2. fıkrasında “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” 4.fıkrasında ise “ Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez” denmekle icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında teminat karşılığında icra takibinin durdurulması halinde, yargılama neticesinde davalı alacaklı lehine davanın reddedilmesi durumunda alacağına geç kavuşan alacaklıya tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Dava konusu olayda takibin durdurulmasına ilişkin değil, teminat mektubunun tazmininin durdurulmasına dair bir tedbir kararı verilmiştir. Üstelik borçlunun, karşı tarafın fatura alacaklarına ilişkin ihtiyati tedbir istemi de takip başlatılması halinde itiraz üzerine duracağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Diğer taraftan dava konusu icra takibi fatura alacaklarına dayanmakta olup, takip dayanağı olarak tedbir konusu teminat mektubundan bahsedilmemiştir. Dava konusu icra takibi ise mahkemece verilen ihtiyati tedbir neticesinde değil davacı-birleşen dava davalı borçlu tarafından takibe süresinde yapılan itiraz üzerine durmuştur. Nitekim bu itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında da haksız çıkan borçlu hakkında takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Açıklanan nedenlerle; Bölge Adliye Mahkemesince İİK m.74/4 uyarınca şartları oluşmadığından asıl davada davalı-birleşen dava davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yerinde olmamış, kararın bu yönden bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dava davalı borçlu vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi"nin 2020/964 Esas 2020/857 Karar sayılı ve 16.09.2020 günlü kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373/2. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.