13. Hukuk Dairesi 2015/39118 E. , 2018/4237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, bütçe içi idari işletmeleri olan hazır beton-taş ocağı işletmesinden davalı şirkete parke, çakıl, bordür, kum satılıp bu malların nakliyesinin sağlandığını ve karşılığında 03.05.2013 tarihli faturanın kesildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlattıkları takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıdan alınan malzeme karşılığı 5.000,00 TL, 8.000,00 TL ve 8.622,00 TL bedelli üç adet çek verdiklerini ve davacı belediyenin bu çekleri ciro ederek tahsil ettiğini, davacı belediyeye borçlarının 23.622,00 TL olduğunu ve bunun da belirtilen şekilde ödendiğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, Elmalı İcra Müdürlüğünün 2013/914 Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile davalıya satılan malzeme bedeli ile nakliye ücretine karşılık kesilen faturanın ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacıya borçlarının 23.622,00 TL olduğunu ve bu borcun 5.000,00 TL, 8.000,00 TL ve 8.622,00 TL bedelli üç adet çek verilmek ve çeklerin davacı tarafından ciro edilmesi suretiyle ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; icra takip dayanağı faturanın açık fatura olduğu, ödemeye ilişkin çeklerin keşide tarihinin fatura tarihinden önce olduğu ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça borcun ödendiğine ilişkin çekler dışında yazılı delil sunulmadığı, açıkça yemin deliline de dayanılmadığı ve davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; davacının tek taraflı olarak düzenlediği fatura, tek başına akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu itibarla davacının akdi ilişkiyi yasal delillerle ispatlaması gerekir. Davalının, davacıya 23.622,00 TL borcu olduğuna ve çek verilmek sureti ile ödendiğine ilişkin savunması karşısında 23.622,00 TL"lik borç yönünden davacı ile davalı arasındaki akdi ilişki davalı tarafından kabul edilmiş olup, davalı bu miktarın ödendiğini ispat yükü altındadır. Buna karşılık 36.032,00 TL tutarlı faturanın bakiye kısmı bakımından ispat yükü davacıdadır. O halde Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalının kabulünde olan 23.622,00 TL bakımından davalının ispat yükü altında olduğu gözetilerek çekle ödeme savunması üzerinde durulması; bakiye miktar bakımından ise davacının ispat yükü altında olduğu gözetilerek ve sunmuş olduğu teslim makbuzları ve sevk irsaliyeleri de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.