Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2201 Esas 2020/8342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2201
Karar No: 2020/8342
Karar Tarihi: 14.12.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2201 Esas 2020/8342 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/2201 E.  ,  2020/8342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/11/2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 162 ada 158 ve 159 parsel sayılı taşınmazların genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalı Maliye Hazinesine ait taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı Maliye Hazinesi vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Somut olaya gelince; mahkemece 28.03.2016 havale tarihli fen bilirkişisi tarafından tanzim edilmiş rapor ekinde yer alan krokide 3 numaralı alternatif olarak gösterilen güzergahtan, davalı Maliye Hazinesine ait 162 ada 192 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine karar verildiği, bu güzergahtan geçirilen yolun davalı Maliye Hazinesine ait 162 ada 192 parsel sayılı taşınmazın ekonomik ve kullanım bütünlüğünü bozacak şekilde ikiye böldüğü tespit edilmiştir.
    Bu durumda, mahkemece yukarıda yazılan ilkeler ışığında mahallinde yeniden keşif yapılarak 162 ada 158 ve 159 parsel sayılı taşınmazlar lehine, başkaca alternatifler araştırılarak, en uygun olan geçit güzergahı saptanmak suretiyle bir karar verilmesi yoluna gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Maliye Hazinesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    14.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.