
Esas No: 2017/3423
Karar No: 2018/7473
Karar Tarihi: 16.10.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/3423 Esas 2018/7473 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Zincirleme biçimde tefecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün, 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, keza TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 gün ve 2014/555 Esas, 2015/317 Karar sayılı ilamıyla sanığın zincirleme biçimde tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2018/1415 esasına kaydedildiği, suç tarihinin Temmuz 2008, iddianame tarihinin 14/07/2014 olduğu, yine Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/07/2014 gün ve 2013/481 Esas, 2014/386 Karar sayılı ilamıyla da sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1928 esasına kaydedildiği, suç tarihinin 01/01/2013 ve öncesi, iddianame tarihinin 18/07/2013 olduğu, temyize konu bu dosyada ise suç tarihinin 01/01/2012 ve sonrası, iddianame tarihinin 28/05/2013 olması karşısında, sanık hakkında tefecilik suçundan benzer mahiyette davalar açılıp açılmadığı hususunda C.Savcılığı aracılığıyla da araştırma yapılıp, mümkünse davaların birleştirilmesinden, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise, asıllarının veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından, sanıktan borç para aldığını söyleyen ve soruşturma aşamasında dinlenilen Tansel Döner ve Mahmut Süngü"nün tanık sıfatıyla dinlenilip, Vergi Denetim Kurulu tarafından sanıkla ilgili olarak düzenlenen 29/04/2014 tarihli ve 2014/-A 3041/11 sayılı vergi tekniği raporunun da temin edilmesinden sonra suçunun sübutu halinde sanığın aralarında hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında uygulanan gün adli para cezasına ilişkin hükümde TCK"nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı 20 TL"den hesaplandığı belirtildikten sonra 25 TL üzerinden hesaplama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.